7 Ocak 2020 Salı

Gözlerinin Ardında || Sarah Pinborough

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Üç kişi sır tutabilir... eğer biri ölüyse.

Louise modern dünyanın tekdüzeliğine sıkışmış bekâr bir anne ve sekreterdi. Bir akşam tesadüf eseri dışarı çıktığında barda bir adamla tanışmıştı. Öpüştükten sonra adam gitse de Louise nihayet biriyle anlaşabildiği için mutlu olmuştu.

Ancak pazartesi günü Louise işe gittiğinde yeni patronu David’le tanıştı. Bardaki adamdı. Bardaki evli adamdı. Öpüşmüş olmalarının büyük bir hata olduğunu söylüyor ama gözlerini Louise’den alamıyordu.

Bu sırada Louise şehre yeni gelmiş ve bir arkadaşa ihtiyacı olan Adele ile de tanışmıştı. Tesadüf oydu ki Adele, David’in karısıydı. Fakat hikâyenin gidişatını şimdiden tahmin ettiğinizi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

David ile Adele mükemmel bir çift gibiydiler. O halde David neden bu kadar kontrolcüydü? Adele neden eşinden korkuyordu? Louise bu çiftin yörüngesine kapıldıkça cevaplaması imkânsızlaşan sorularla karşılaşıyordu. Tek bildiği, bir şeylerin korkunç derecede yanlış gittiğiydi ama Louise durumun ne kadar kötü olduğunu ve bir insanın evliliğinin sırlarını korumak için neleri göze alacağını asla tahmin edemeyecekti.

***



Aaaaaaa bu neydi böyle😱😱 bu nasıl bir kurgu?😱 Neden yani neden?
Yazar akıl sağlımızla oynamak istemiş. Başka bir açıklama bulamıyorum. Bir insanın aklına bu kurgu nasıl gelir?😱
Bu kitabı okumayı çok uzun bir zamandır istiyordum ve beklentim aşırı büyük olduğu için de biraz erteleyip yılın ilk kitabı yapmak istemiştim. Şu an bu kararımı sorguluyorum. Neden bunu kendime yaptım? Bu olanları ne zaman atlatırım acaba?🙊
Okuyan herkes sonunun şok etkisi yarattığını söylüyordu ve ben de şok olmayı bekliyordum ama böylesini hayal bile edemezdim.😱 Son bölümden önce gerçekleşen bir olay var ki... Sinirden çıldırmama sebep oldu fakat sinirim şoktan daha büyüktü. Ama o son bölümü okuduktan sonra... O noktada bittim işte! Tüm okuduklarıma rağmen böyle bir şey aklımın ucundan dahi geçmemişti. O şokun etkisiyle ne olduğunu bir süre anlayamadım bile. İdrak ettiğimde girdiğim ruh halini anlatmam mümkün değil.
Kitabın konusundan azıcık bahsedeyim. Louise, Londra’da bir klinikte yarı zamanlı çalışan bekar bir anne. Tesadüf eseri dışarı çıktığı bir gece barda bir adamla, David’le tanışıyor ve öpüşüyorlar. Sonrasında ise David çekip gidiyor. Fakat olay bununla bitmiyor. Ertesi gün işe giden Louise yeni psikiyatrları yani yeni patronu ile tanışıyor. Ve tahmin edeceğiniz üzere yeni patronu David çıkıyor. Fakat keşke her şey böyle kalsaydı ama tabii ki böyle olmadı. Yine bir tesadüf eseri(!) bir sabah Louise oğlunu okula bıraktıktan sonra bir kadınla çarpışıyor ve tanışıyor.
Adele.
David’in karısı.
Louise bir daha görüşmeyeceklerini düşünse de olaylar asla onun düşündüğü gibi ilerlemiyor. Ve arkadaş oluyorlar.😱


“Bir şeyin gerçekliğine inanmak için acı çekmeniz gerekiyordu. Ellerinize çamur bulaşmalıydı. Tırnaklarınızla kazımalıydınız. David ile benim gerçeğim anlatılarak anlaşılmazdı. Louise’in yangının öteki tarafına saf, temiz ve güven dolu çıkabilmesi için onu önce alevlerin içine sürüklemeliydim. David en sonunda özgür kalıp yükünden kurtulacaksa Louise’in önce bu yükü taşıması gerekiyordu. Bu gerçek onun gerçeği olacaktı. Gerçeği David’e götürmeliydi.
Ve o zaman sır açığa çıkacaktı.”


Bu noktadan sonra olanlar sinirden çılgına dönmeme sebep oldu. Louise’in hem David’le ilişkisine devam etmesi hem de Adele ile kurduğu arkadaşlık o kadar sinir bozucuydu ki anlam veremedim. Birinden birine bir son ver artık, diye diye okudum kitabı. Louise, Adele’in oyunlarına, manipülasyonlarına öyle kolay geliyordu ki okurken ben çıldırdım. Gözünün önünde olan şeyleri öyle bir görmedi, ona o kadar çok güvendi ki anlatamam. Sonrasında Adele ve David’in evliliklerinin arkasındaki sırrı öğreneceğim derken düştüğü o aptalca duruma inanamadım. Adele’in elinde tam bir kuklaydı. Hatta gerçek bir kukla olsaydı, bence bu kadar kolay şekil almazdı.🤦🏻‍♀️ David’e en başından beri anlatması gerekmesine rağmen hiçbir şey anlatmamasından nefret ettim. Neredeyse Adele’in yaptığı her şeyi öğrendiğinde bile hiçbir şeyi doğru düzgün anlatmadı. David’in onlarca uyarısını görmezden gelip kendi kendine çözebileceğini düşünmesi aptallıktan başka hiçbir şey değildi bence. Çözsen çözerdin, bu hale gelmezdin ama değil mi? Niye bu ısrar yani?
Gerçekten daha fazlasını anlatamıyorum. Buradan sonra söyleyeceğim her şey spoiler olur.
Okuduğum en zekice, en tahmin edilemez kurguydu sanıyorum. Yazarın o son anda patlattığı bombanın etkisi kolay kolay geçebilecek bir şey değil. Farklı ve tahmin edilemez bir kurgu arayışındaysanız bu kitaba mutlaka bir şans verin bence. Fakat başlamadan önce sinirlerinizin sağlam olduğundan emin olsanız iyi olur, zira kitaptan sonraki hasarı kaldırabilmek için aşırı bir sağlamlığa ihtiyacınız olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder