28 Ağustos 2015 Cuma

MARSLI || ANDY WEIR

Kitabı incelemek ve satın almak için : Goodreads || D&R || KitapYurdu


“Bir yürüyüşçü dağda kaybolsa,insanlar bir arama düzenlerler.Bir tren kaza yapsa,insanlar kan vermek için sıraya girerler.Bir deprem şehrin birini yerle bir etse,dünyanın dört bir tarafından insanlar acil durum malzemeleri gönderirler.Bu insanların içinde öyle temelde bulunan bir şeydir ki,istisnasız her kültürde yer bulmaktadır.Evet,umursamayan şerefsizler yok değil ama umursayanlar onları sayıca katlıyor.Ve bu yüzden benim tarafımda olan milyarlarca insan vardı.

 Çok güzel bir şey,değil mi? ”

Herkese merhabaaa :)

   Uzuuun bir aradan sonra nihayet tekrar buradayım.Marslı’yı okuduğumu,daha doğrusu reading slump yüzünden zar zor okuyabildiğimi,instagramdan takip edenler bilir.Böyle güzel bir kitabı okurken yakalanmak inanılmaz berbattı.:(  Kaç gün elime kitabı bile alamadım.Neyse ki bugün bitirebildim ve hemen yorum için geldim.

  Kitabı okumayan pek kalmadı gibi.Ben de son okuyanlardanım sanırım.:) Kitap hakkındaki yorumları gördükçe merakım artıyordu ve filmin fragmanı çıktığında ba-yıl-dım!!! 2 Ekim’de nihayet vizyona girecek ve ben filmi inanılmaz bir sabırsızlıkla bekliyorum.Filmin kitabın muhteşemliğini daha da arttıracağına eminim.



  Konuyu bilmeyen yoktur ama az da olsa bahsetmekte fayda var.Mark Watney ve mürettebatın diğer üyeleri 31 sol sürecek Ares 3 görevi için Mars’a gidiyor.Görevi 6.günü bir kum fırtınası çıkıyor ve bir sinyal anteni Watney’e saplanıyor ve Watney sürüklenip gözden kayboluyor.Arkadaşları Mark’ı bulmaya çalışsa da aramaları başarısız sonuçlanıyor,Mark’ın öldüğünü düşünüyorlar ve görevi sonlandırıp dönüş için yola koyuluyorlar.Fakat Mark Watney hayatta.Büyük bir şans ve büyük bir şanssızlıkla.

  “Yani durum böyle.Mars’ta mahsur kaldım.Ne Hermes’le ne de Dünya’yla iletişime geçme imkanım var.Herkes öldüğümü sanıyor.Otuz bir gün dayanması tasarlanmış olan bir Hab’dayım.
Oksiyen verici bozulursa,boğulurum.Su arıtıcısı bozulursa,susuzluktan ölürüm.Hab’da yırtık oluşursa,bir nevi patlarım.Bunların hiçbiri olmazsa,en sonunda yiyeceklerim biter ve açlıktan ölürüm.
Yani böyle,sıçtım.”

  Mark Watney muhteşem bir karakter! Okuduğum en eğlenceli karakterlerden biri ve şüphesiz en zekisi.Ben Mark’ın zekasına ve tabii yazarın zekasına hayran kalarak okudum.Ve Mark’ın bunca şeye rağmen asla pes etmemiş olması beni en çok etkileyen şeylerden biriydi.Okurken düşünmeden edemiyorsunuz,böyle bir şey başıma gelmiş olsa ben asla bu kadar umutlu olamazdım.:)
Mark mühendisliğinin yanı sıra bir botanist.Adam Mars’ta patates yetiştirdi! Mars’ta bir küvet yaptı,kendine bir yatak odası yaptı! Dediğim gibi ben hayran kaldım zekasına,eminim sizin içinde böyledir ya da okuduğunuzda böyle olacaktır.

  Kitap bir bilimkurgu romanı, e haliyle de fazlaca bilimsel kısımlardan oluşuyor.Bu tarz romanları sevmiyorsanız bu biraz zorlayıcı olabilir sizin için. Bilimkurguyu çok sevmeme rağmen ilk başları beni de zorlamıştı ama biraz ilerleyince olaylar kendine çekmeye başladı.Ve ben çok sevdim.Kitabı bu kadar uzun sürede bitirmemin tek nedeni de kitabı elime alamayışım oldu yoksa kesinlikle çok çabuk okunabilecek bir kitap.Kitabın son anlarınıysa büyük bir heyecanla ve merakla okudum.Kitap kesinlikle çok iyiydi. Kitap,geçtiğimiz yıl goodreads’te en iyi bilimkurgu romanıydı.Ve bence bu ünvanı fazlasıyla hak ediyor.Umarım filmde sonuna birkaç ekleme yaparlar,bence kitabın tek eksiği buydu.Devamında neler olduğunu çok merak ediyorum çünkü. Şöyle birkaç sahne daha görsek fena olmaz bence.:)

  Okuduysanız ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim,okumadıysanız da filmden önce hemen okuyun.:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder