19 Aralık 2015 Cumartesi

AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ? || Burcu Büyükyıldız

Kitabı incelemek ve satın almak için: Goodreads || D&R || KitapYurdu || İdefix
***
Bir gizemin peşinde olduğu yolda, tutkunun ateşine adım atan güçlü bir adam... Sırlarını, güzelliğinin ve cesaretinin ardına saklayan genç bir kız… Ve can yakan kıskançlığın kıyısında, tutku dolu,Hırçın bir aşk... Demir Aras, yaşadığı hızlı hayatın yanında, başarıları ve zenginliğiyle tanınan etkileyici bir adamdı. Keskin bakışları ve ihtişamıyla kadınları baştan ayağa titretirken, tek istediği yalnızca zevke dayalı ilişkiler kurmaktı. Ancak gözleri iki meleksi gamzeye değdiği an, reddettiği tüm duyguların gerçek olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştı. 



Yaşamındaki karmaşadan kaçıp geldiği Paris'te kendine yepyeni bir hayat kuran Burcu Doğan, etrafındaki her erkeği büyüleyen eşsiz bir güzelliğe sahipti. Yaşadığı gizli esareti sona erdirdiği anda kalbini, tek bakışıyla çekimine kapıldığı bir yabancıya teslim etmişti. O andan itibaren aşk, kesişen hayatlarının tam ortasına düşerken, adam taparcasına sevdiği kadını öfkesi ve kıskançlığıyla yıkacaktı. Yaşananlar onları yakıp tüketirken, ikisi de aşk ve tutkunun koynunda, birbirlerinin soluklarında var olacaklardı. Paris'ten İstanbul'a uzanan, sırlarla örülü bu ilişki sonsuza dek var olabilecek miydi? Gerçekler açığa çıktığında, aşk her şeyi affedebilecek, küllerinden yeniden doğabilecek miydi?
***
    Kitap biteli birkaç gün oluyor ama bir türlü yorumunu yazamadım. Söz konusu Burcu Büyükyıldız kitapları olunca ne diyeceğimi,nasıl anlatacağımı bilemeyen biri olup çıkıyorum.🙈
Kitabı o kadar hızlı okudum ki,bu hızı kendimden hiç beklemiyordum açıkçası. Aslında sabırsızlıkla bir an önce okumayı istesem de birden bitirmeyi de istemiyordum fakat kitap beni alıp öyle bir hapsetti ki kendine bir anda bitiverdi. 
  Öncelikle şunu söylemeliyim ki,Burcu her kitapta kendini daha da mükemmelleştiriyor. Kurguları zaten o kadar sağlam ki bir de üstüne o muazzam dili eklenince ortaya enfes bir kitabın çıkması kaçınılmaz oluyor.




"Korkuyorum."
"Neden? Benden mi korkuyorsun?"
"Hani hep çok fazla dedik ya...Aramızda her şey hep zirvede,çok fazla yaşanacak dedik ya...İşte bundan korkuyorum.Sadece mutluluklarımız zirvede olsun,Demir.Beni,seni affedemeyeceğim kadar çok kırgınlıkla tek başıma bırakma."


 Demir ve Burcu'nun aşkı,bir anda,şiddetli bir şekilde başlıyor ve her duygu zirvede yaşanıyor. Mutlulukları,öfkeleri,kırgınlıkları,kıskançlıkları... her biri sınırsız yaşanıyor.Yarattığı yıkım da haliyle büyük oluyor. 


"Yeter artık,Demir!Ben sevdiğin kadınım ya hani...Küçüğünüm ya...Artık beni bu kadar incitme!"

  Burcu yani Küçüğüm'üz,fazla naif,fazla fedakar,fazla sevgi dolu bir karakter. Zaman zaman aldığı
kararlara,sonra anlatacağım'larına,kendim hallederim'lerine  kızsam da kendini öyle sevdiriyor ki kızmaya kıyamıyorsunuz.

"Tek olmak,benim için o kadar önemli değildi.Seni tanıyana dek.Ama şimdi...Bir tek ben olayım istiyorum hayatında.Gözlerin bir tek bana baksın...Bir tek beni görsün...Kalbin bir tek benim için atsın...Bir de en olma,en çok sevilme isteği var ya...İşte o da bırakmıyor yakamı.Herkesten kıskanıyorum seni.Ailenden,kardeşlerinden,sana,tenine,gözlerine değen her gözden kıskanıyorum.Bu duygu nefes aldırmıyor bana.İçimdeki bu hissi söküp atamadığım gibi frenleyemiyorum da.Aklımı çelen ufacık şeyde her yeri ateşe vermek istiyorum.Ve o adamın senin nişanlın olması fikri var ya...İşte o sıfatın bir zamanlar o adama ait olmasına katlanamıyorum.Bir an önce yalnızca benim ol istiyorum.Hayatının her anında ben olmak istiyorum.Olacağım da! Hayatın olmak istiyorum.Tüm yaşamın benden ibaret olsun istiyorum.Ve bunu mümkün kılacağım da! Çünkü beni her şeyim sen oldun.Aldığım soluk bile sensin artık.Senden ötesi yok.Senin için de benden ötesi mümkün değil,bunu aklına sok!"

  Demir ,öyle bir adam ki tarifi gerçekten zor. Ben Demir'i "uçsuz bucaksız" diye tanımlıyorum. Aşkı,öfkesi ve tabii kıskançlıkları...her şeyi uçsuz bucaksız.  Severken öyle güzel seviyor ki...Ama Burcu'yu kırdığında "bu gerçekten o adam mı" diye sorgulatıyor. Kitabın büyük bir kısmını yüzümde gülümsemelerle okudum,gerçekten🙈 Demir'in fevrilikleri,sorgulamadan karara varışlarına sinirlendim evet,ama sonra bir şey söylüyor,ne bileyim,bir şey yapıyor Burcu'ya da bana da kendini affettiriyordu. Ama olay Demir'in o büyük hatasına gelince...ne hissedeceğimi şaşırdım. Şuan bile nasıl hissetmem,ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Elbette ki büyük bir hata yapacağını biliyordum ama Burcu'yu böylesine yaralayacak bir şeyi beklemiyordum hiç,Demir'e yakıştıramıyorum asla. Öfkeden deliye dönüp hiç sorgulamadan böyle inanışını kabul edemiyorum. Küçüğümüz'ün de dediği gibi affetmekle unutmak arasında çok fark var  ne yazık ki.

"Asla!Asla pişman etmeyeceğim.Asla keşke dedirtmeyeceğim sana.Eğer söylediysen,içinden geçirdiysen bile,her keşke için bir iyi ki ekleyeceğim hayatımıza.Çünkü şimdiye kadar tek bir şeyden pişman oldum ben ve onun da hiç geçmeyeceğini biliyorum.Ama seni sevdiğime,böyle taparcasına sevdiğime hiç pişman olmadım."

  Sarp ve Mira'nın kitaplarını okuduğum için nasıl bir son olacağını biliyordum elbette,ama bunun dışında öyle bir kurgu var ki kitabın her anında ne olacak diye merak etmeden duramadım. Ve gerçekten olayların bağlanış şekli beni şok etti. 
Ben Burcu'nun kalemine,onun yazdıklarını okumanın verdiği o hisse bayılıyorum zaten,defalarca dile getiriyorum bunu.Eğer hala Burcu'nun kaleminden bir şey okumadıysanız acele edin,pişman olmayacaksınız.

"Hani dedin ya,ben de seni dizlerinden öpebildim mi diye...Sen beni kalbimden öptün, Demir.Ruhumdan öptün.İncinmiş her yerimden öptün,iyiyleştirdin."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder