22 Ekim 2020 Perşembe

Aşk ve Yonca || Jenna Evans Welch

Kitabı incelemek için: Goodreads

***

“Çünkü kalbim sızlıyor.”

Addie, teyzesinin aşırı abartılı düğünü için İrlanda’daydı ve tek isteği, yazını mahveden korkunç anıları aklından çıkarmaktı. Ama abisi Ian’ın durmak bilmez iğnelemeleriyle hayatı iyice katlanılmaz hâle geldiğinden, Lina’nın yanına İtalya’ya gitmeyi ve her şeyi bir süreliğine olsun ardında bırakmayı iple çekiyordu.

Otel kütüphanesinde unutulmuş alışılmadık bir gezi rehberi olan Kalbi Kırıklar İçin İrlanda’yı keşfettiğinde, şansı dönmek üzereydi. Planlarındaki ufak bir değişiklik, bir anda Ian ve –itiraf etmek gerekirse oldukça sevimli– arkadaşı Rowan’la dünyanın en küçük aracında sıkışıp kalmasına sebep oldu.

Nefes kesen yeşil tepeleri, sayısız kaleyi ve bir dizi masalsı ormanı arkalarında bırakırlarken Addie gezi rehberinin yalnızca onun değil, hepsinin kırık kalplerini onarmasını umuyordu.

Tabii yolda tamamen kaybolmazlarsa...

***

“Hazır mısın, Maeve?”
Güzel bir soruydu. Hazır mıydım?
Bu yaz bana birçok özelliğimi göstermişti. Karmakarışık, fevri, arada bir özgüvenini yitiren, bazen pişman olduğu ve geri alması mümkün olmayan şeyler yapan biriydim. Abimi dinlememek bunlardan biriydi. Ya da kalbimi güvenilmez birine vermek. Ama tüm bunlara rağmen -hatta tüm bunlarla birlikte- ben Maeve’dim. Kendimi hazır hissetsem de hissetmesem de oraya girecektim. Sonuçta bu benim hayatımdı.

Aşk ve Dondurma en sevdiğim kitaplardan biri olunca Aşk ve Yonca’yı alıp okumam kaçınılmazdı tabii.
Bu kitapta, Aşk ve Dondurma’da hayatımıza giren Lina’nın en yakın arkadaşı Addie’nin hikayesi anlatılıyor. Aslında sadece Addie de değil, Addie’nin en yakın olduğu abisi Ian’ın hikayesi de demek daha doğru olur.
Ailede en yakın olan Addie ve Ian’ın araları bozulduğunda kimse neler olduğunu anlayamıyor. Aynı şekilde biz de bunun nedenin merak ederek okumaya başlıyoruz kitabı. Kitapta ilerledikçe parça parça okuyoruz aralarının açılamasına neden olan olayı. Ve bu sırada, teyzelerinin düğünü için hep birlikte İrlanda’dalar. Addie, kaldıkları otelin kütüphanesinde Kalbi ‘Kırıklar İçin İrlanda’ rehberini buluyor ve okumaya başlıyor. Rehberde her bölümün sonunda kalp kırıklığını gidermenize yardımcı olacak ödevler veriliyor. Ve kitabımıza bir yerden sonra Ian’ın arkadaşı Rowan dahil oluyor. Buradan sonra ise Rowan, Ian ve Addie’nin yolculuk hikayesini okuyoruz.

“Bunun döngüyle alakası var, canım. Süreçle. Bir noktada (belki de çoktan olmuştur?) kalp kırıklığını yüklenip, sağlam, kahverengi bir kutuya koyacaksın ve sonra da onu alıp postaneye götürüp derin bir iç çekerek orada bırakacaksın. Bittiği için mutluyum, diye düşüneceksin. Amma rahatladım. Eve, tüy kadar hafif bir kalple döneceksin ama o anda şaşkınlıkla o kahverengi kutunun kapında durmakta olduğunu göreceksin. Sana geri gönderilmiş. Sahibine iade. Sevk gerçekleştirilemedi. Ama daha az önce yaptım bunu, diye düşüneceksin. Bununla uğraştım zaten.
Uğraştığını biliyorum. Ama bunu yeniden yapmak zorunda kalacaksın. Popüler kanının aksine, birini unutmak öyle bir kerede başarılacak bir şey değildir.”


Öncelikle rehberden okunan bölümleri, yazarın o tatlı anlatımını, sohbet eder gibi tavrını ve ziyaret edilecek yerler için verdiği ödevleri çok sevdim. Rowan ve Addie’nin o ödevleri birlikte yapmalarını çok çok sevdim. Ama şunu da söylemeliyim, daha fazla Rowan ve Addie okumak isterdim. Kitabın başlarında iki kalbi kırık karakterin birbirlerini iyileştirecekleri tatlı bir aşk hikayesi okuyacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı. Daha çok aile bağları, dostluk, arkadaşlık hikayesiydi diyebilirim. Aşk pek ön planda değildi. Rowan ve Addie’nin hikayesinde pek bir ilerleme olmadı yani. Bunu bilerek okumanızda fayda var bence. Ama kitabın bu halini de sevmedim diyemem. Sadece beklentilerim farklıydı. Bunun dışında, Addie’nin Ian’la aralarındaki bağı yeniden bulmasını, sağlamlaştırmasını okumak gerçekten güzeldi. Kalp kırıklarının ardından kendi gücünü keşfetme, yaralarını sarma hikayelerini okumayı her zaman sevmişimdir zaten. Aşk ve Yonca da onlardan biri oldu.

“Kalp kırıklığı sürecine, bir yarımadaya bakar gibi bakmak yardımcı olabilir. Seni sayısız sevinçten ve harika şeyden geçiren tek ve uzun bir yol. Keder, sorunun etrafında dönüp durmanızı, bazen de artık bir duraktan ziyade manzaranın bir parçası haline gelene kadar yanından defalarca geçmenizi gerektirir. İpucu şudur: Ümitsizliğe kapılma. Her ne kadar bazı günler aynı yerde dönüp duruyormuşsun gibi hissettirse de aslında gelişme kaydediyorsun.”

Son olarak, kitaba Ren ve Lina’nın dahil olduğu o son kısımları çok sevdim.💖 Çok özlemişim ikisini de.🥰 Addie için hazırladıkları o sürprize bayıldım.💖 Dediğim gibi, kitabın adına bakarak benim gibi farklı bir beklentiye girmezseniz çok daha fazla keyif alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder