29 Ekim 2020 Perşembe

Aşk Bir Zaman Meselesi || Büşra Köprü

 Kitabı incelemek için: Goodreads

***

Yade, acı bir ayrılığın sonrasında kendini bir çıkmazın içinde bulur. Aşağılanmış, kırılmış ve özgüvenini yitirmiştir. Ama kardeşi Mahir’in arkadaşı Asaf’la karşılaşmaları içine bir umut ışığı düşürür. Kaybettiği özgüvenini Asaf sayesinde yeniden kazanmayı ve yaklaşan mezuniyet balosuna bambaşka bir Yade olarak katılmayı kendine amaç edinir. Ve sonrasında olaylar birbiri ardınca gelişir…

Sizce, istenmeden söylenen bir yalan, hayatın yönünü
nasıl değiştirebilir?

Aşk bir zaman meselesi midir yoksa yalnızlık meselesi mi?

Yade’nin sahici hikâyesini okurken kimi zaman gülecek
kimi zaman da hüzünleneceksiniz.

***

Aşk Bir Zaman Meselesi yazarın kalemiyle tanışacağım için beni meraklandıran kitaplardan biriydi. Ve evet, güzel bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Yazarın çok sade, akıcı ve oldukça etkili bir anlatımı var. Başladığım gibi hikayeye dahil oldum ve karakterlerin peşinden sürüklendim ve bir çırpıda kitabı bitirdim. Rs halindeyseniz ya da yoğun okumaların ardından sizi dinlendirirken eğlendirecek, hızla okunacak bir kitap arıyorsanız, Aşk Bir Zaman Meselesi güzel bir seçim olabilir.
Kitap, Yade’nin erkek arkadaşı Yavuz tarafından çok çirkin bir şekilde terk edilmesi ile başlıyor. Bir ilişki pek çok şekilde bitebilecekken, Yavuz en gereksiz ve en çirkinini yaparak Yade’nin özgüvenini paramparça etmekten hiç çekinmiyor. Vizelerinden yeni çıkmışken bir de Yavuz’un söyledikleriyle iyice kendini kaybeden Yade toparlanmak için soluğu aile evinde alıyor. Mezuniyetinin de yaklaşmasıyla çıkmaza giren Yade kardeşi Mahir’in en yakın arkadaşı ve aynı zamanda lisede oldukları dönemde iki kez reddettiği Asaf’tan yardım istemeye karar veriyor fakat konuşmasını planlamasına rağmen ağzından çıkanlar Yade’yi de şaşırtarak hikayeyi ilginç bir yola sokuyor ve buradan sonra Yade ve Asaf’ın neler yaşadığını okuyoruz.

“Seni üzgün görünce tüm acını üstlenmek istiyorum. Biliyorum, mümkün değil ama bu öyle bir his ki anlatamam Yade. Hiçbir sözün o acıyı telafi edemeyeceğini bilmek ve senin yerine çekmek istesem de elim kolum bağlı beklemek beni mahvediyor. Eskisi gibi huzurlu olmanı istiyorum. Huysuzluk etmen önemli değil. Tek istediğim o çocuksu neşeni geri kazanman.”

Asaf’la yaptığı konuşmaya gelene dek yaşadıklarının Yade’yi getirdiği hale üzülüyordum fakat Asaf’a söylediklerinden sonra kurduğu planıyla, Asaf’ı üzecek olmasını hiç önemsememesiyle Yade’ye olan sinirim her şeyin önüne geçti. Kitap boyunca yaptığı bencilliklere, kibrine sinir olup durdum. Kim olursa olsun yaptığı çok yanlıştı fakat onu her an düşünen, tüm kalbiyle seven Asaf’ı hiç düşünmeden hareket etmesi çok daha yanlış ve sinir bozucuydu. Gerçekten Asaf’ı haketmedi bence.
Asaf ise, kitaptaki en güzel karakterdi sanırım. Yade’yi üzmemek, kırmamak için yaptıklarıyla, hiç değişmeyen sevgisiyle çok güzeldi.💖
Ayrıca yaptığı tespitleri ve Yade’ye ara sıra da olsa haddini bildiren tek karakter olmasıyla keyfimi yerine getiren Mahir’i de sevdiğimi söylemeliyim.😂
Kitabın sonuysa biraz erken bitti bence. Bir epilog okusak hiç fena olmazdı bence.🙃

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder