30 Mart 2020 Pazartesi

Verity || Colleen Hoover

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Lowen Ashleigh is a struggling writer on the brink of financial ruin when she accepts the job offer of a lifetime. Jeremy Crawford, husband of bestselling author Verity Crawford, has hired Lowen to complete the remaining books in a successful series his injured wife is unable to finish.

Lowen arrives at the Crawford home, ready to sort through years of Verity's notes and outlines, hoping to find enough material to get her started. What Lowen doesn't expect to uncover in the chaotic office is an unfinished autobiography Verity never intended for anyone to read. Page after page of bone-chilling admissions, including Verity's recollection of what really happened the day her daughter died.

Lowen decides to keep the manuscript hidden from Jeremy, knowing its contents would devastate the already grieving father. But as Lowen's feelings for Jeremy begin to intensify, she recognizes all the ways she could benefit if he were to read his wife's words. After all, no matter how devoted Jeremy is to his injured wife, a truth this horrifying would make it impossible for him to continue to love her.
 

***


Bu kitap neydi böyle? Gerçekten şok içerisindeyim. Şu an neye inanacağımı gerçekten bilmiyorum. Colleen, aklımla oynayıp beni öylece bıraktığın için teşekkürler🤦🏻‍♀️
Öncelikle biraz kitaptan bahsedeyim.
Lowen bir toplantıya giderken yolda korkunç bir kazaya şahit oluyor. Hatta şahit olmaktan biraz daha fazlası diyebiliriz. Jeremy onu üstü başı kanla kaplı halde görünce ona yardım etmek istiyor ve bu şekilde tanışıyorlar.
Daha sonra, Lowen toplantısına gidiyor ve evet, orada görüşeceği kişi Jeremy oluyor. Bu arada Lowen bir yazar. Jeremy, ünlü bir yazar olan karısı Verity’nin kaza geçirip fiziksel ve mental yeteneklerini kaybetmesi sonucu yarım kalan kitabına devam etmesi için Lowen’a bir teklifte bulunuyor. Ve aslında tüm olay, Lowen’ın teklifi kabul edip iki günlüğüne Jeremy’nin evine gitmesi ile başlıyor. Lowen’ın tek amacı Verty’nin ofisinde biraz zaman geçirip, çalışmalarını incelemekti. Böylece Verity’i daha kolay anlayacağını ve kitaba devam etmesinin daha kolay olacağını düşünüyordu. Fakat ofiste beklemediği bir şeyi, Verity’nin yarım kalmış otobiyografisini buluyor ve okumaya başlıyor. Okudukça hiç hesapta olmayan, sindirilmesi çok zor olaylarla karşılaşıyor ve bir şekilde de evde kalma süresi uzuyor. Kitap boyunca da, hem Lowen’ın o evde geçirdiği zamanı hem de otobiyografiyi okuyoruz.



"I wasn't heroic. I wasn't simple. I was difficult. An emotionally challenging puzzle he wasn't up for solving. Which was fine. I wasn't in the mood to be solved."

Kitabı okumaya başlarken beni neyin beklediğini bilmiyordum açıkçası. Fakat asla böyle bir kitapla karşılaşacağımı da tahmin edemezdim. Genelde Colleen Hoover’ın belirli bir tarzı var. Ama Verity bambaşka bir şey olmuş. Gerçekten, alışkın olduğumuz CoHo hikayeleriyle hiç alakası yok. Ama bu kitabı beğenmediğim anlamına gelmiyor asla. Aklımı karmakarışık eden bu kurguya hayran kaldım. Gerçekten. Kitabın sonu başından beri inandığım her şeyi altüst etti. Ve şimdi hangisinin gerçekliğine inanmam gerektiğini bilmiyorum. Tamamiyle ambale olmuş durumdayım.🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️
Bence bu kitap, Tarryn Fisher’ın Colleen’i de kendisine benzettiğini gösteriyor.😂 Tarryn’in kitapları gibi, insanı altüst eden bir kitaptı. Ve itiraf edeyim her şekilde seviyorum böyle kitapları.🙊
Son olarak, bir kitabın içinde başka bir hikayeyi okuduğumuz kitaplarda, karakterlerin nasıl okumayı yarıda bırakabildiklerini anlayamıyorum, bu gerçekdışı geliyor bana. Yani, mesela burada Lowen nasıl birer bölüm okuyup bırakıyor, anlamıyorum. ‘Hadi bitir şunu, git Jeremy’e haber ver ve arkana bakmadan çık şu evden’ diye çıldırdım resmen okurken. Sonuçta okuduklarını onu tehlikeye sokabilecek şeyler içeriyor, nasıl tamamını bitirip bir an önce o evden kurtulmaya çalışmadı bilmiyorum. Ben böyle günlerce birer bölüm okuyup Verity’nin bulunduğu evde kalamazdım. Asla o kadar cesur değilim.😂 Lowen, Verity ile her karşılaştığında ondan daha gergindim. Diken üstünde okudum resmen kitabı. Ve henüz son kısmı okumamış, dolayısıyla gerçeklik algımı kaybetmemiştim. Bence bu şekilde düşünmem çok normaldi.😂 Ama kesinlikle okuduğum en iyi kurgulardan biriydi. Zaten okuduğum süre boyunca girdiğim hal, aklımın fikrimin sürekli kitapta olması, devamını okumak için çıldırdığım anlar kitabın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor bence. Umarım Epsilon bir an önce çevirir. Kitabı okumanızı gerçekten çok isterim.🙃

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder