11 Ocak 2018 Perşembe

Sevgili Bay Daniels || Brittainy C. Cherry

Kitabı incelemek ve satın almak için : KitapYurdu || D&R || Okuoku

***

İlgili kişiye, 
Aşkımıza yasak demek kolay, bize ruh eşi demek zordu. Bence ikisi de doğruydu. Biz yasak ruh eşleriydik. Edgewood, Wisconsin'e geldiğimde onu bulmak gibi bir planım yoktu. Joe'nun barına girmeyi, Daniel'ın müziğinin bende böylesine duygular uyandırmasını beklemiyordum. Sesinin, acılarımı dindirebileceğini tahmin etmezdim. Mutluluğumun geri geleceğini de. Lise son sınıfa yeni okulumda başladığımda, ona Bay Daniels diye hitap etmeye hazır değildim ama bazen hayat yanlış zamanda, doğru nedenlerle karşınıza çıkardı. Aşk hikâyemiz sadece fiziksel yakınlıktan ibaret değildi. Aile de vardı işin içinde, yas da. Hayatta olmakla alakalıydı. Aptalcaydı. Acı vericiydi. Kederliydi. Kahkahaydı. Bizimdi. Bütün bu nedenlerden dolayı da, asla Bay Daniels'ı sevdiğim için özür dilemeyecektim.

***





Boğazımda kocaman bir yumruyla beni tek başına bıraktığın için teşekkürler Sevgili Bay Daniels. 

Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar canımı yaktın. 


Kimi sevdiysem gittin onu benden aldın! 


"İnsanlar zamanla her şeyin daha kolay kabullenileceğini iddia ediyorlar ama..."







"Ama gittikçe daha da zorlaşıyor," dedim ona doğru bir adım atarak. Onu tamamıyla anlıyordum.

"Ve etrafındaki insanlar olanları unutmaya başlıyorlar. Bu konuyu açıp durmandan sıkılmaya başlıyorlar. Senin acın onlara ağır geliyor. Bu yüzden artık acı çekmiyormuş gibi davranmaya başlıyorsun. Onların senin için endişelenmesine engel olabilmek için. Yasınla kimsenin canını sıkmamak için."





Kitap hakkında tam olarak ne düşünmem gerektiğini de, ne düşündüğümü de bilmiyorum doğrusu. Kitaptaki tüm duygular çok yoğun ve bu mantıklı düşünmeme engel oluyor. 

Ashlyn ikizi Gabby’i kaybetmesi üzerine annesi tarafından uzun süredir görüşmediği babasının yanına gönderiliyor. Daniel ise yaşadığı kayıplardan sonra evine geri dönüyor. Ve tren yolculukları sırasında birbirlerini görüyorlar. 

Kitap öğrenci-öğretmen ilişkisini temel alıyor. Çok bıçak sırtı bir konu,evet. Ama tek tesellim her şeyin birbirlerinin kim olduklarını bilmeden önce başlamış olması. Hatta keşke o kısımlar biraz daha uzun olsaydı o zaman her şey çok daha iyi, çok daha kabul edilebilir olabilirdi bence. 



Daniel Daniels... Beni dengesizleştirdin. Kesinlikle! Ashlyn’e gönderdiğin o ilk mesajlar, sürekli Shakespeare alıntıları yapman, Shakespeare’den yola çıkan müzik grubun... Bunların hepsi mükemmeldi, gerçekten. Kendine izin verdiğin zamanlarda Ashlyn’i sevme şeklin... çok, çok güzeldi. Ama keşke hep Daniel olarak kalsaydın. Bay Daniels olmak zorunda olmasaydın. 


"Senin arkadaşın olmak istemiyorum," dedi. Birlikte uyum içinde nefes alıp veriyorduk. "Senin olmak istiyorum. Benim olmanı istiyorum. Biz olamayacağımızı düşünmekten nefret ediyorum çünkü biz olmamız gerektiğine inanıyorum."


Ashlyn ise tam olarak sevip sevmediğimden emin olamadığım bir karakterdi. Genel anlamda güçlü bir karakterdi ki bu en sevdiğim yönüydü diyebilirim. Ama özellikle kitabın sonlarında verdiği kararla gerçekten çok sinirlerimi bozdu. Yani “neden şimdi?” demekten alamadım kendimi. Kitabın sonundan bahsetmişken söyleyeyim, bence bu kitap için kesinlikle çok yetersizdi ve sonlarında yazarın yapmış olduğu şeyler çok gereksizdi. Bu kadar çok şeyi bir araya getireyim derken bence önemli olan yerleri çok hızlı geçti. Görmek istediğim çok fazla yer atlanmıştı ve onları okumak yerine sinir bozucu bir şekilde drama boğulduk. Bu kadar kayıptan, bu kadar can yakıcı olaydan sonra ne kadar güzel bir son olursa olsun yeterli gelmesi de mümkün değil bence. 

Özellikle de Ryan’a olanlar... Gerçekten olmak zorunda mıydı?



"Eğer geçtiğimiz birkaç aydır öğrendiğim bir şey varsa o da hayatın adil olmadığıdır Daniel. Hayat berbat. Hayat gaddar ve gamsız. Karanlık ve zalim. Fakat yine de bazen o kadar güzel oluyor ki, saçtığı ışıkla varlığındaki bütün karanlığı aydınlatıyor."


Gabby’nin yoluna devam edebilmesi için Ashlyn’e bıraktığı yapılacaklar listesi ve sonrasında okunacak mektuplarsa harikaydı. Kitapta en sevdiğim detaylardandı kesinlikle. Keşke daha fazla mektubu Ashlyn ile birlikte okuyabilseydik. Gabby ve Ryan’ın gerçek olmalarını isterdim.💗 




Ayrıca Ashlyn okula gelmeden haberi  herkese ulaşmıştı ve çok sık bir şekilde okulun dedikoduya ne kadar elverişli olduğunu okuduk. Nasıl oldu da asla kimse hiçbir şeyi görmedi anlayamıyorum. Özellikle de Ashlyn’in sürekli okulun çevresinde “fazlasıyla rahat” bir şekilde Daniel’ın  arabasına binmesi ve hiçkimsenin görmemesi... Biraz şov bence. 



Genele vurduğumuzda kitapta sevdiğim epey şey var evet ama sanırım ben daha farklı şeyler bekliyordum ve beklentilerimin kurbanı oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder