***
Karmakarışık, Darmadağınık ve Sıkı Fıkı’nın New York Times çoksatan yazarı Emma Chase’in kaleminden çıkan ve seriyi finale bağlayan bu romanda, Drew ile Kate yaklaşan düğünlerini sabırsızlıkla bekliyorlar fakat önlerinde atlatmaları gereken bir bekârlığa veda partisi var!
Hayatım boyunca hiçbir zaman evlilik hayalleri kurmadım. Ama Kate imkânsızı başardı ve beni değiştirdi. Sanırım daha önce de tek kelimeyle harika olduğum konusunda siz de benim gibi düşünüyorsunuz, biliyorum… ama itiraf etmeliyim ki şimdi eskisinden bile iyiyim! Bugüne uzanan yolculukta ne badireler atlattık gerçi. Ancak Yunan trajedilerinde görülebilecek pek çok engelle, türlü hatayla ve yanlış anlaşılmalarla uğraştık durduk. Fakat birbirimize duyduğumuz sonu gelmez arzu, sınır tanımaz hayranlık ve bitmek tükenmek bilmeyen aşkla bu zorlukları geride bırakmayı başardık. Bunlardan bahsetmişken, geçen hafta sonu yaşanan bazı beklenmedik gelişmeler bir sorun teşkil edebilirdi tabii. Bu… nasıl desem… geçmem gereken son sınav gibi bir şeydi. Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum: Bu sefer ne yaptın Tanrı aşkına! Ama hemen köpürmeyin. Beni yargılamadan ve hadım edilmemi talep etmeden önce olup bitenleri bir dinleyin.
Şimdi hazırsanız çılgın bir yolculuğa çıkıyoruz. Zaten başka ne bekliyordunuz ki?
***
"Bu bir peri masalı olsaydı, şimdi “Ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar...” cümlesinin okunduğu yerde olurduk.Ama bu bizim için fazla sıkıcı.O yüzden, onun yerine size şunu söyleyeyim:Hayatımızı... sevgimizi nasıl sürdürdüysek, öyle sürdürdük: tutkuyla, şefkatle ve kahkahayla. Ve her günü dibine kadar yaşayarak..."
Çok severek okuduğum Karmakarışık serisinin sonuna geldim maalesef. Bitirmeyi ertelemek için elimden geleni yapmıştım oysa ki.😂İlk kitabı okuduğum andan itibaren seriyi çok sevdim. Fakat bu kitap kesinlikle en eğlendiğim kitap oldu seri içerisinde. Daha ilk sayfalardan kıkırdamaya başladığımı söylemeliyim.
"Hayatta hayalini kurduğunuz ve planladığınız bazı anlar vardır. Her şeyi en küçük ayrıntısına kadar zihninizde canlandırırsınız. Renkleri gözlerinizle görüp, sesleri kulağınızla duyar gibi hayal edersiniz. O mükemmel an gelip çattığında da, gerçeğin zihninizde canlandırdığınız hayale benzemesi için dualar edersiniz.Bir de bazı eşsiz anlar vardır ki; yaşadıklarınız, hayallerinizi tamamen altüst eder.Benim için de durum bu.Çünkü üzerine mükemmel oturmuş Armani smokiniyle St. Patrick Katedrali’nin mihrabında dikilen şu inanılmaz yakışıklı adam var ya - işte o benim. Drew Evans."
Bu kitapta çok sevdiğimiz çiftimiz Drew ve Kate, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, evlilik kararı alıyorlar ve Vegas’ta gerçekleştirecekleri bekarlığa veda partileri için yola koyuluyorlar. Kitap hem bu süreci hem de düğünü, Drew’un muhteşem bakışından, anlatıyor.
"Hayatım boyunca hiçbir zaman evlilik hayalleri kurmadım. Ama Kate imkânsızı başardı ve beni değiştirdi. Sanırım daha önce de tek kelimeyle harika olduğum konusunda siz de benim gibi düşünüyorsunuz, biliyorum… ama itiraf etmeliyim ki şimdi eskisinden bile iyiyim! Bugüne uzanan yolculukta ne badireler atlattık gerçi. Ancak Yunan trajedilerinde görülebilecek pek çok engelle, türlü hatayla ve yanlış anlaşılmalarla uğraştık durduk. Fakat birbirimize duyduğumuz sonu gelmez arzu, sınır tanımaz hayranlık ve bitmek tükenmek bilmeyen aşkla bu zorlukları geride bırakmayı başardık. Bunlardan bahsetmişken, geçen hafta sonu yaşanan bazı beklenmedik gelişmeler bir sorun teşkil edebilirdi tabii. Bu… nasıl desem… geçmem gereken son sınav gibi bir şeydi. Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum: Bu sefer ne yaptın Tanrı aşkına! Ama hemen köpürmeyin. Beni yargılamadan ve hadım edilmemi talep etmeden önce olup bitenleri bir dinleyin. Şimdi hazırsanız çılgın bir yolculuğa çıkıyoruz. Zaten başka ne bekliyordunuz ki?"
Bu serinin bu kadar güzel olmasında en büyük pay Drew’un anlatımı bence. Olanları anlatırken, onunla oturup konuşuyormuşuz gibi hissettirmesi harika. Kendini beğenmiş pislik hallerini, inanılmaz derecede dürüstlüğünü ve eğlencenin vücut bulmuş hali oluşunu en başından beri çok seviyorum. Drew her şeyiyle mükemmeldi. Ayrıca gösterdiği karakter gelişimi muazzam! Serinin başındaki o fevri kararlar veren, bazen gerçekten tam bir pislik olan, grip olduğunu iddia edip aşık olduğunu reddeden adamın, o fevriliği bırakıp Kate’i üzmemek için elinden gelen her şeyi yapan, Kate’e taparcasına aşık bir adama dönüşmesini okumak harikaydı.❤️ Ve James ile kurduğu o bağ... İlk kitaptan itibaren Mackenzi ile kurduğu ilişkinin güzelliği zaten bunun habercisiydi aslında. Ama James için her şeyi yapan, onu tüm kalbiyle sevip, koruyup kollayan, şefkatli hallerini okumak bambaşkaydı.❤️😍
"Çünkü ben onu asla bırakmazdım Mathew. Ne olursa olsun - ne yapmış olursam olayım, o bana dönene kadar umutlanmaya ve çabalamaya devam ederdim."
Kate ise yine çok güzeldi. En başından beri onun o ayakları yere sağlam basan güçlü duruşunu çok sevmiştim zaten. Ayrıca Drew’la arasındaki aşkın güzelliğine hiçbir şey diyemiyorum. Kate ve Drew tam birbirleri için yaratılmışlardı. İkisini de çok seviyorum.Normalde kitaplarda çok fazla karakterin her ana dahil olmasından pek hoşlanmıyorum ama bu seride herkes o kadar güzel ve eğlenceli ki, bir an olsun bile olayı dağıtmıyor, kitaptan koparmıyor. Hatta her şeyi çok daha eğlenceli hale getiriyor. Aralarındaki arkadaşlığı okumak kesinlikle çok güzeldi. Hepsini sevsem de Alexandra’yı bir başka seviyorum. Keşke onun hikayesinden de bir şeyler okuyabilseydik.🙊 O Drew’un çılgın ablası sonuçta, eminim onun bakışından bir kesit okumak çok eğlenceli olurdu.Seriyi bitirmiş olmak üzse de yeniden Drew ve Kate ile birlikte olmak harikaydı.❤️
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder