10 Mayıs 2020 Pazar

Gölge ve Kemik || Leigh Bardugo

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Karanlığın ve büyünün hüküm sürdüğü bir dünya Krallığın kaderini değiştirebilecek fakat güçlerinin farkında olmayan yetim bir kız

Alina Starkov, güçlü büyücüler topluluğu Grisha’ya katılmak üzere Ordu tarafından yetimhaneden alındığında adım atacağı dünyadan bihaberdir.

Çocukluk arkadaşının bir baskın sırasında ölümün kıyısından dönmesi, Alina’nın korkuları ve kaderiyle yüzleşmesine neden olur. Grisha dünyası tehlikelidir ve gizlenmiş birçok tuzağı da barındırmaktadır.

Çok geçmeden kendini krallığı tehdit eden karanlığın karşısında bulan Alina vereceği savaşın henüz başındadır.
 
***



Ben ne okudum böyle ya?!
Şu an aklım karmakarışık. Gerçekten ne düşüneceğimi bilemiyorum. Böylesi bir kafa karışıklığını beklemiyordum, aşırı hazırlıksız yakalandım.
Kitapları okumayı yıllardır erteliyordum. Bu ertelememin seriyle bir alakası yok aslında. Genelde fantastik görünce kaçan biriydim sadece. Ama bir süredir bunun üstesinden gelmeye başladığımı düşünüyorum.Yazarın yeni kitabının çıkmasıyla yazara ve seriye merakım iyice arttı, okumaya bu kadar hazır hissederken elimdeki şansı kaçırmamak için başladım. Ve evet, aslında bu kadar korkmama gerek yokmuş.

🖤“Hayatım boyunca her şeyi yoluna koymanın bir yolunu aradım. Sen uzun zamandır karşıma çıkan ilk umut kıvılcımısın.”

Normalde fantastik kitaplardaki evrenlere alışmakta zorluk çekerim ve bu benim okuma isteğimi inanılmaz düşürür. Bu kitaba başladığım anda da en çok bundan korkuyordum zaten fakat asla korktuğum gibi olmadı. Sadece birkaç bölümü okuduktan sonra yaratılan evrene uyum sağladığımı hissettim ve bu benim için inanılmaz güzel bir durum. Sonrasındaysa kitabın nasıl akıp gittiğini gerçekten anlayamadım. Kitabı okumak için elime iki kez aldım diyebilirim. Okumaya başladım ve kendimi bir anda kitabı yarılamış buldum. Ara verdiğimde ise aklım sürekli kitaba bir an önce devam etmekteydi. Tekrar kitaba döndüğümde de bitirmeden bırakamadım zaten.
Olaylara, karakterlere geçmeden önce şunu söylemeliyim ki, yaratılan evrene, detayların bu kadar ince işlenmiş olmasına bayıldım. Yaratılan dünyanın işleyişi, Grisha’ların sahip oldukları güçler, hiyerarşik yapı, keftaların sınıflara göre gösterdiği farklılıklar, kısacası her detayıyla kurgu çok güzeldi. Ben her anından keyif alarak okudum.

🖤“Onları duyuyor musun?” dedi. “Sevinçle birbirlerine sarıldıklarını görüyor musun? Artık söylentilerin gerçek olduğunu, her şeyin değişeceğini biliyorlar.”
Şüphelerim aklıma gelince sevincim biraz azaldı. “Ama onlara böyle boş umutlar vermiyor muyuz?” diye sordum.
“Hayır, Alina. Sana benim umudum olduğunu söylemiştim. Gerçekten de öylesin.”
“Ama gölde olanlardan sonra...” Yanaklarım hemen kızardı ve telaşla sözlerimi açıklamaya çalıştım. “Hani yeterince güçlü olmadığımı söylemiştin ya...”
Karanlıklar Efendisi mutlulukla gülümseyecekmiş gibi duruyordu ama gözlerinde çok ciddi bir bakış vardı. “Gerçekten de senden umudumu keseceğimi mi sandın?”

Karakterlere Malyen’le başlayalım. Kitabın başından itibaren gösterdiği sönük karakteri başkarakter gibi hissettirmemesinin en büyük nedeni bence. Kitapta asla bir ağırlığı yoktu. Sesini çıkarması, harekete geçmesi gereken anlarda gösterdiği pasiflik, Alina yıllarca gözünün önünde durduğu halde başkalarının peşinden koşması ama ortaya başka bir karakter çıkınca bir anda yıllardır görmezden geldiği Alina’yı görür olması çok sinir bozucuydu bence. Bu tipteki karakterleri sevemiyorum zaten hiç. Bu yüzden kitabın ikinci yarısında her şeyi göze alıp Alina’ya yardım etmesiyle takdirimi kazansa da bana pek yeterli gelmedi ne yazık ki. 

Alina ise bambaşka bir kafa resmen. 8 yaşında bir çocukken gücünü bastırması, bunun nedeni fazlasıyla aptalcaydı bence. Malyen gözünün önünde yıllarca başka kızların peşinde koşmuşken, kendine bir rakip çıkmadan Alina’nın farkına bile varmamışken, Alina’nın delice ona bağlı olmasına anlam veremedim gerçekten. Karanlıklar Efendisi’nin kitabın ilk yarısında onun için yaptığı onca şeye rağmen Malyen diye sayıklayıp durması çileden çıkardı beni. Gücünü eline aldığı anları okumak elbette başlarda saçmalayıp duran Alina’yı okumaktan çok daha güzeldi ama bunun böyle gideceğine, ilerledikçe sevilebilir bir karakter olacağına pek inanamıyorum maalesef.

🖤Karanlıklar Efendisi yanıma gelip, “Onları aldatacağız,” dedi. “Biz güneyden gideceğiz. En başta böyle yapmalıydık.”
“Demek ki sen de hata yapabiliyormuşsun,” dedim düşünmeden.
Eldivenlerini eline geçirirken durdu, ben de ağzımı sıkıca kapattım. “Öyle demek istememiştim...”
“Elbette hata yaparım,” dedi. Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. “Ama o da nadiren olur, o kadar.”

Karanlıklar Efendisi ise... Asıl aklımı karıştıran oydu zaten. Kitaba dahil olduğu andan itibaren inkar edilemez bir enerjisi vardı. Bu enerjiye kapılıp gitmek de aşırı kolaydı bence.Yani adam aslında öyle büyük hareketler yapmıyor ve ilerledikçe işlerin karışacağını hissettiriyor ama kapılmamak elde değil. Alina’yı defalarca kurtarması, koruyup kollaması, ona en başından beri olan güveni, gücü konusunda sürekli Alina’yı desteklemesi, inancı, ilgili tavrı ve elbette keftasının siyah olmasını istemesi...🖤Bir baktım kapılıp gitmişim. Kitabın bu haliyle de onu sevmiş olsam da, duygularının daha net anlatılmasını isterdim. Ayrıca kitap boyunca onu bu kadar az görmekten hiç hoşlanmadım. Sürekli geleceği anları bekledim desem hiç abartmış olmam.

🖤”Hepimiz aynı şeyi hissediyoruz,” dedi.
“Neyi hissediyorsunuz?”
“Çekiciliğini. Ona kapılıyoruz. Ama o bizler gibi değil, Alina.”
Gerildim. Genya dalgın dalgın saçımın buklelerine baktı.
“Ne demek istiyorsun?” diye sordum. Sesim bana bile tuhaf bir şekilde yüksek çıkmış gibi geldi.
“Onun gücüne, bakışlarına kapılmamak için ya kör olmak gerekir ya da deli.”

Kitabın yarısından sonra olanlar bir miktar kalbimi kırdı ama o konuya girmiyorum. Alina’nın Karanlıklar Efendisi ile ilgili şüpheye düşmesinden ve hemen soluğu Malyen’in yanında almasından nefret ettim.

Kitabın konusundan hiç bahsetmedim ama bence böylesi daha iyi. Ben de başlarken hiçbir şey bilmiyordum ve inanın böylesi daha güzel oldu benim için. Seriye devam etmek için gerçekten sabırsızlanıyorum. Ara vermeyip heyecanımı kaybetmeden okumak istiyorum. Ayrıca dizi için inanılmaz derecede sabırsızım.

➽Serinin ikinci kitabı Kuşatma ve Fırtına yorumumu okumak isterseniz: tık tık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder