7 Kasım 2019 Perşembe

Kötülük Tohumları || J. A. Redmerski

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Victor Faust'un yeni Birlik'i hızla büyümektedir. Fakat çete üyeleri arasındaki ilişki, beklenmedik bir düşmanın, örgütteki kişilerin sevdiği insanları kaçırmasıyla derinden sarsılır. Düşmanın, kaçırdığı kişileri serbest bırakmak için çetenin karanlık sırlarını kendisine itiraf etme koşulu koymasıyla da işler iyice karışır.

Oysa Nora adında, genç ve güzel bir kadın olan bu son derece tehlikeli düşman, çete üyelerinin birbiriyle ilgili bildiklerinden çok daha fazla şeye vakıftır. Gelgelelim örgütün elinde bu kadına dair hiçbir ipucu yoktur. Üstelik çok geçmeden kadının gerçek niyeti tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıp Birlik’i yeni başlangıçlar yapmaya zorlayacak ve hatta yıkıma sürükleyecektir.
***

Katiller Çetesi ister istemez büyük beklentiye girdiğim ve ilk iki kitapta biraz eksik hissettiğim bir seriydi 
ama üçüncü kitap olan Kuğu ve Çakal ile seriye olan heyecanım ve beğenim inanılmaz artmıştı. Fakat şimdi, hatta Kötülük Tohumlarını okumaya başladığım andan itibaren seriye aşık oldum diyebilirim.🤩
Aradığım tüm enerjiyi, heyecanı bu kitapta buldum ve çok mutluyum.💃🏻



🖤“Seni tehlikeye attı. Onu seviyordun. Onu öldürecektin. Onun yüzünden bildiğin tek yuvayı da terk ettin ve her şeyi riske attın. Bunun tekrar olmayacağını nasıl söyleyebiliyorsun?”
“Çünkü benim gibi insanlar sadece bir kez severler. Bizim için bu tecrübe bir çocuğun sıcak tencereye dokunmasına benzer.”

Hikayemize Nora’nın katılmasıyla kitap bir anda boyut değiştirdi. Yaptığı plan, karakterlerimizi zorladığı itiraflar harikaydı. O itirafları okurken meraktan çıldıracak gibiydim, hem o anki karakterin hem de sıradakilerin itiraflarını düşünmekten alamadım kendimi. Ve hepsi beni şoke etti.😱 Hele Izabel’in itirafı... Serinin devamında bu itirafla ilgili bir gelişme görecekmişiz gibi hissediyorum ve Victor öğrendikten sonra neler olacağını aşırı merak ediyorum. Yalnız şunu da söyleyeyim, hala Izabel’i sevmiyorum. Kendine güveniyormuş gibi görünmeye çalışıp asla güvenmemesi, Victor’un hislerini sürekli sorgulayıp kendini ilişkilerinin sonlanacağına inandırması, kendini sürekli ispatlama çabası, her tehlikeye atlayıp kurtulacağını düşünmesi beni çileden çıkarıyor. Neyse ki Nora geldi de seveceğim bir kadın oldu şu seride. Evet, Nora’yı sevdim! Başlarda kızmadım, sinirlerimi bozmadı diyemem ama kadının özgüvenine, yaptığı plana ve bu planın arkasındaki amacına bayıldım. Böyle bir amacı olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Nora’nın katılımıyla serinin nasıl ilerleyeceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Ayrıca hep bir soğukluk hissettiğim Niklas’ı da sevmeye başladım sanırım🙊 Ondan böyle bir hikaye beklemiyordum hiç.
🖤”Kalbi kırık adamlar kimi zaman parçaları bir araya getirilemeyecek kadar kırılmış olurlar.”

🖤”Kimsenin sevdiğine, bu işin içine girmek istememiş masumlara ya da bizim gibi çok da masum olmayan birileriyle içli dışlı olmuş insanlara ilişmemeliydin. Sadece korkaklar arkadan vurur. Birimizden bir şey talep edeceksen, arayıp o kişiyle iletişime geçmen gerekirdi.”


Bu seri gerçekten ilerledikçe güzelliğini katlıyor. İlk kitaplara asla kötü demiyorum ama şu an inanılmaz derecede çok daha iyi onlardan. Ve benim seriye olan heyecanım had safhada şimdi. Aklımda bir dünya soru ve pek çok teori var. Arayı hiç açmadan en kısa zamanda okumaya devam etmek ve sorularımın cevaplarını almak istiyorum.
Bence henüz başlamadıysanız acele etmelisiniz veya yarım bırakmış/ ara vermişseniz mutlaka okumaya devam etmelisiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder