7 Ekim 2019 Pazartesi

Gulyabani || Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kitabı incelemek için: Goodreads



***

“İyi saatte olsunları kızdırmamak için emirlerine uymak lazım... Bu iyi saatte olsunlar tabiri niçin onların isimleri olmuş? Onlara niçin böyle deniyor? Allah korusun kötü saatte olsalar dünyayı birbirine katarlar da onun için... Demek perilerin hayırlısına da hayırsızına da pek güvenmemeli...”

***


 
Klasik okuyacağım zamanlarda ‘acaba dili akıcı mı, konusu sürükleyici mi’ diye düşünmeden edemiyorum, ister istemez de okumaya çekiniyorum. Fakat tüm çekincelerimin bu kitapta boşa çıktığını söylemekten mutluluk duyuyorum. Evet, zaten çok heyecanlıydım okumak için ama öyle olmasaydım bile dili o kadar akıcı, konusu o kadar sürükleyiciydi ki... nasıl başladım nasıl bitirdim bilemedim.
Öncelikle söylemeliyim ki, kitabın başında Hüseyin Rahmi ve kendisini ‘bir hanımnine’ olarak tanıtan bir okurunun mektupları var. Hanımnine, okuma yazma bilmeyen arkadaşlarını etrafına toplayarak onlara kitap okuduğunu anlatıyor ve Hüseyin Rahmi’den de böyle zamanlarda okuyacağı bir kitap yazmasını rica ediyor. Bu kitap, bu rica üzerine yazılıyor anlayacağınız. Kitabın böyle bir hikayesinin olması beni çok etkiledi.❤️
Şimdi gelelim kitabımıza...

Genç ve güzel bir kadın olan Muhsine zor zamanlar yaşadığı bir süreçte annesinin arkadaşı Ayşe Hanım’ın ona bir iş bulduğunu söylemesiyle kendini gizemli bir köşkte hizmetçi olarak buluyor. Hikayemiz de buradan sonra başlıyor. Bu köşkte her türlü batıl inanç, cinler, periler hüküm sürüyor. Kabul etmeliyim, bir ara beni de ürküttü.🙊 Ancak olaylar o kadar akıl dışı ki... okurken çıldırmamak elde değil. Sonunda her şeyin açığa kavuşmasını okumak için sabırsızlıktan çatladım adeta. Tahmin edileceği üzere olanların arkasındaki gerçek trajikomikti.

Yalnız kitabın arkasındaki gerçek çok acı bence. İnsanların batıl inançlarla bu kadar kolay yönlendirilebiliyor olması, bu konularda sorgusuz sualsiz söylenenlerin kabul edilmesi, insanı akla ve mantığa bu kadar ters olaylara sürüklemesi çok acı. Bu durumun hala devam edebiliyor olması daha da acı.

Hüseyin Rahmi’nin 1914 gibi bir yılda böyle bir toplum eleştirisi yapması ise bence harikaydı.
Benim için çok farklı ve güzel bir deneyim oldu bu kitabı okumak. Bence siz de okumalısınız bu kitabı.
“Köşkün bütün erkek perileri bana âşık olmuş... Ben bu kadar güzel miyim? İnsanlardan yana kapalı olan bahtım perilerden açıldı.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder