15 Ekim 2020 Perşembe

Yeşilin Kızı Anne || L. M. Montgomery

 Kitabı incelemek için: Goodreads

***

Hayal kurmayı her şeyden çok seven Anne Shirley, sizi kâh güldürüp kâh hüzünlendirecek unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

Matthew ve Marilla Cuthbert kardeşler kendilerine yardım edecek bir oğlan çocuğu evlat edinmeye karar verir. Ama ufak bir yanlış anlaşılma sonucu Green Gables'a renkli hayal gücü, büyük fikirleri ve hiç sevmediği kızıl saçlarıyla sevimli Anne Shirley gelir. Green Gables'a varır varmaz çiftliğin güzelliğiyle büyülenen ve hayaller kurmaya başlayan bu küçük kız çocuğu maceradan maceraya koşarken becerileri, aklı, mizahı ve bitmek tükenmek bilmeyen heyecanıyla karşılaştığı herkesi şaşırtır, eğlendirir ve etkiler. Bu sırada yaptığı hatalardan da ders çıkaran Anne dostluğu, aile sevgisini ve büyümeyi öğrenir.

L. M. Montgomery'nin çok sevilen ve Netflix tarafından diziye de uyarlanan bu kitabı, sizleri Anne'in uçsuz bucaksız hayallerle bezenmiş dünyasını keşfetmeye davet ediyor.

***

"Ben kendim dışında hiçkimse olmak istemezdim hatta hayatım boyunca elmasım olmayıp rahat yaşamasam bile," dedi Anne. "Green Gableslı Anne olmaktan epey mutluyum ve inci kolyemden de çok memnunum. Zira Matthew’un onları bana en az Madam Pembe’nin mücevherleri kadar büyük bir sevgiyle aldığını biliyorum."

Kitabı ve uzun süredir merak ediyordum ve diziyi de kitabı okumadan izlemek istememiştim. Şimdi diziyi izlemek kesinlikle daha keyifli olacak bence.
Kitaba geçmeden baskısını ne kadar sevdiğimi söylemeliyim. Şömizi, cildi, iç sayfalarındaki tasarımlar çok çok güzeldi.💖 Kitabı bu güzel baskıyla okuduğum için çok mutluyum.💖
Şimdi, gelelim kitaba.

Green Gables’daki çiftliklerinde beraber yaşayan kardeşler Matthew ve Marilla, artık yaşlanmaya ve çiftlik işlerinde zorlanmaya başlamalarıyla yetimhaneden bir erkek çocuk evlat edinmeye karar veriyorlar. Fakat erkek çocuk beklerlerken bir şekilde Anne ile kesişiyor yolları. İlk anda Marilla Anne’i geri götürmek istese de Matthew onu vazgeçiriyor ve Anne için hayat Green Gables’ta başlıyor. Ve biz de Anne’in maceralarını okuyoruz.

"Demin istediğiniz çocuğun ben olduğumu ve burada sonsuza dek kalacağımı hayal ediyordum. Çok rahatlamıştım ama bir şeyleri hayal etmenin en kötü yanı hayal etmeyi bırakmak zorunda kalmaktır ve bu insanın canını çok yakar."

Anne, Green Gables’a gelene dek oradan oraya savrulmuş, bir yere ait olmak için yanıp tutuşan bir çocuktu. Matthew’dan gördüğü destekle, Diana ile kurduğu arkadaşlıkla Green Gables’a bağlanması, ait hissetmesi hiç de zor olmadı. Aynı şekilde benim de Anne ile bir bağ kurmam hiç zor olmadı. Anne o kadar samimi, o kadar gerçek,o kadar güzel bir karakter ki, onu sevmemek pek mümkün değil bence. Hayatla başa çıkabilmesini sağlayan hayal gücüne, pozitifliğine hayran kalmamak elde değil. Anne çok kolay bir şekilde kalbime sızdı ve ben kitap boyunca onunla üzülüp onunla mutlu oldum diyebilirim. Yalnız, herkes Anne’in çok fazla konuştuğunu söyleyip durdu kitap boyunca ama bana hiç öyle gelmedi. Yaşını, yaşadıklarını ve onlarla baş etme şeklini düşününce bu kadar meraklı olması, bu kadar konuşması bana çok normal geldi açıkçası. Daha fazla konuşsa onu da sorun etmezdim muhtemelen. Çünkü Anne’in çok farklı bir bakış açısı var ve her şey onun bakışıyla daha iyi oluyor. Bence okurken size de bir şeyler katıyor, ruhunuza iyi geliyor.

"Queen’s mezunu olduğumda gelecek önümde dümdüz bir yol gibi uzanıyordu. Ucunu görebildiğimi sanıyordum. Ama şimdi bir dönemece rastladım. O dönemecin ardında ne var bilmiyorum ama en iyisinin olduğuna inanacağım. O dönemecin kendisi, başlı başına bir şaheser, Marilla. Onun ardındaki yol nereye gidiyor çok merak ediyorum. Acaba ne yeşillikler, ne ışıklar, ne gölgeler, ne yeni manzaralar, ne yeni güzellikler, ne yeni kıvrımlar, ne yeni tepeler ve vadiler var?"

Ayrıca ilk andan beri sevgisini hissettirmekten çekinmeyen Matthew’u da çok sevdim. Ama aynı şeyi Marilla’dan göremediğim için de üzgünüm. Marilla’nın duygularını bu kadar gizlemesini hiç istemezdim.
Sanıyorum Anne ile ilgili sevmediğim tek şey Gilbert Blythe’a olan kızgınlığını bu kadar uzatması, ikinci bir şansı ona bir türlü vermeyişiydi. Özellikle de Josie Pye’a bile bu kadar şans vermişken🤦🏻‍♀️
Beraber çabalayışlarını, ikisinin ilişkisini çok daha fazla okumak isterdim. Neyse ki sonu umut verici bir şekilde bitti. Umarım ikinci kitapta daha fazla görebiliriz ikisini.
Kitap inanılmaz güzel ve akıcıydı. Zaten bölümler kısa kısa olduğu için bir ‘bölüm daha, bir bölüm daha’ diye diye hızla ilerleniyor. Çok güzel, çok farklı bir yolculuk oldu benim için de. Devamını okumak için sabırsızlanıyorum.❤️


2 yorum:

  1. Uzun zamandır elimde sürünen kitap.. :D Hala bitirmeye çalışıyorum. :D Çok seveni var da ben kitabı pek akıcı bulmadım. Umarım ilerledikçe güzelleşir ve severim *-*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğim gibi, bölümler kısa olduğu için ben çok rahat okudum. Genellikle kısa bölümleri olan kitapları daha hızlı okuyorum zaten :D ayrıca Anne'i en başından sevmeye başladığım için de hızla okumuş olabilirim. Umarım sen de ilerledikçe seversin. Keyifli okumalar❤️

      Sil