25 Mart 2020 Çarşamba

Sırtımızdaki Hedef || J. M. Darhower

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Sözünü tutmanın en iyi yolu asla söz vermemektir.

Pek de uzun olmayan bir zaman önce, Vegas’ta bir şapelde, hayatımın geri kalanı boyunca Karissa’yı seveceğime dair yemin ettim. Fakat kimseye sonsuz yarınlar bahşedilmemişti. Kimseye sonsuzluk sözü verilmemişti. Bazen elimizde tek kalan bugündür.

Carpe Diem
Ânı yaşa.

Şimdiye dek her şey bitmiş olmalıydı, biz mutlu olmalıydık fakat insanlar huzur içinde yaşamamı güçleştiriyordu. Ellerimde öyle çok kişinin kanı vardı ki temizlenmesi asla mümkün değildi ve orada bir yerlerde, birisi yaptıklarımı bana ödetmeye kararlı gibiydi. Sonsuza dek mutlu, her zaman bir bedel ile birlikte gelirdi; her adamın ödemeye hazır olduğu bir bedel. Ancak bu olacakları oturup bekleyeceğim anlamına gelmiyordu.

Çünkü söz konusu sevdiğim kadın olduğunda… uğruna savaştığım yaşam olduğunda…

Kimse güvende değildi.

***


Seriyi bitirmiş olduğuma inanamıyorum, vedalaşma fikrinden nefret ediyorum. Kesinlikle en sevdiğim serilerden biri ve hep öyle olacak. Sanırım Naz’ı her özlediğimde kendimi kitapları yeniden okurken bulacağım.🙊 Ama ne yapayım, söz konusu Ignazio Michele Vitale olunca karşı koymak çok zor.🤤
Serinin son kitabı olduğu ve spoiler vermemek için olaylara girmeyeceğim. Diğer kitaplarda olduğu gibi burada da hikaye inanılmaz akıcıydı. Ne zaman başladım ne zaman bitirdim bilemedim. Ara verdiğim anlarda aklım sürekli kitaptaydı. Zaten ufak bir kısmı dışında tamamını bir gün içine bitirdim. Ama şunu söyleyeyim asla yetmedi. ASLA! Sonu, Naz’ın son sözleri kalbimi eritti❤️ Spoiler olmaması için o kısımdan alıntı yapamıyorum maalesef. Bence bir an önce kendiniz okuyup öğrenmelisiniz.😏


“Kimse anlamıyordu. Kimse beni duymuyordu. Melody dinlemeye, olanlara mantık­lı bir açıklama getirmeye çabalıyordu ama "her şeyin bir sebebi var" deyip durması beni sakinleştirmeye yetmiyordu.
Ona karşılık vermek yerine gözlerimi sımsıkı kapatarak bir kez daha başka bir dünya hayal etmeye çalıştım. Mutlu olduğu­muz, birlikte olduğumuz, bütün bunlardan uzak olduğumuz bir dünya.
Sırtımızda hedef olmayan bir dünya. Naz'ın eve döndüğü bir dünya.
Huzur içinde yaşayabileceğimiz bir dünya. Sadece bize ait bir dünya.”


Ama keşke biraz daha devam etseydi. Şöyle azıcık da olsa biraz daha ileriyi görseydik. 😔 Naz’ı içinde görmek istediğim bazı durumlar vardı, o yüzden kalbim kırık biraz.🙊
Kitabın hem Naz’ın hem de Karissa’nın bakışından yazılmış olmasını da çok sevdim. Çünkü başından beri ikisini de çok sevdim.
Son olarak, Lorenzo’yu okuduğum kadarıyla sevdim diyebilirim. Hikayesini okumak için aşırı heyecanlıyım. Umarım arayı çok açmadan okuyabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder