***
Ben iyi bir adam değilim. Değilim işte. Biliyorum. İçimde, dünyada en ufak ışık zerresi bile bırakmayacak kadar karanlık var. Ama zarar veremeyeceğim biri var, söndürmeye cesaret edemediğim tek bir ışık…
Karissa.
Benim bir canavar olduğumu düşünüyor ve belki de öyleyim. Onu her dokunuşumla ürkütüyor, ruhuna işkence ediyorum. Ama ben tek değilim. Dünya canavarlarla dolu ve en tehlikelileri ben değilim.
Onların yanına bile yaklaşmıyorum.
Tanrı bana yardım etsin ki onu seviyorum.
Seviyorum işte.
Ve Tanrı, onu benden almaya çalışan herkese de yardım etsin.
***
Ne yazacağımı şu an gerçekten bilmiyorum, fazlasıyla karmaşık ve oldukça yoğun duygular içindeyim. Bu kitabı daha önce de okumuştum ama şimdi arka arkaya okuduğum için herhalde, çok daha fazla hissediyorum bu duyguları. Kitabın son kısımlarını hem boğazımda bir yumruyla hem de içimi saran sıcaklıkla okudum. Hem canım yandı hem de mutlu oldum.
Naz beni sersemleştirdi. Kesinlikle!
Karissa’yı o kadar iyi anlayabiliyorum ki...
Hayatları lanet olası bir şekilde kesişti fakat her şey değişti, planların dışına çıkıldı. Böyle berbat bir durum olmasaydı harika olurdu ama olan oldu.
Naz’dan nefret etmek çok zor, onu sevmekse çok kolaydı bence. Özellikle de onu bu kadar tanıyabildikten, içini görebildikten sonra.
“Bildiğin gibi," diye devam ettim, "onun ölümünü izledim. Onu kollarımın arasına aldım, yüzüne baktım ve son nefesini verişini izledim."
"Evet."
"Onun için yapabileceğim bir şey yoktu... Onu kurtarmanın bir yolu yoktu... Tekrar nefes almasını sağlamanın bir yolu yoktu. Ben de ölmek üzereydim ama umurumda değildi. Onun nefes almasını sağlayabildiğim sürece orada kan kaybediyor olmayı umursamıyordum. Ama ne yaptıysam işe yaramadı."
Başparmağımla boynundaki belli belirsiz noktayı okşamaya devam ederek ona baktığımda hiçbir şey söylemedi. "Bundan ne mi elde ediyorum, Karissa? Nefes alışını izliyorum. Nefes almanı sağlıyorum. Ölümden dönmüşsün gibi hissediyorum ve bunu görmek çok güzel bir şey. Belki hastalıklı bir durum. Ruhen sağlıklı olmadığımı biliyorum. Ama bu, benim de başımı döndürüyor."
"Evet."
"Onun için yapabileceğim bir şey yoktu... Onu kurtarmanın bir yolu yoktu... Tekrar nefes almasını sağlamanın bir yolu yoktu. Ben de ölmek üzereydim ama umurumda değildi. Onun nefes almasını sağlayabildiğim sürece orada kan kaybediyor olmayı umursamıyordum. Ama ne yaptıysam işe yaramadı."
Başparmağımla boynundaki belli belirsiz noktayı okşamaya devam ederek ona baktığımda hiçbir şey söylemedi. "Bundan ne mi elde ediyorum, Karissa? Nefes alışını izliyorum. Nefes almanı sağlıyorum. Ölümden dönmüşsün gibi hissediyorum ve bunu görmek çok güzel bir şey. Belki hastalıklı bir durum. Ruhen sağlıklı olmadığımı biliyorum. Ama bu, benim de başımı döndürüyor."
İçindeki tüm kötülüğü ve kalan tüm iyiliği görmek kitabı daha güzel kılıyor bence.
Naz’ı her şeyiyle kabullendiğinizde, hem onu hem de Karissa’yı anlamak daha kolay oluyor. Burada kastettiğim hak vermek değil, kesinlikle. Yaptığı şeylerin haklı bir yanı veya telafisi yok. Fakat olanları ondan dinlediğinizde anlıyorsunuz. Naz’ın kafasının içinde dolanmak, her şeyi netleştiriyor. Nefret etmek isteseniz de edemiyorsunuz, en azından benim için bu şekilde.
Benim için her anlamda çok güzel bir okuma oldu, kitaplara kapılıp gitmeyi çok özlemişim. Bu seriyi yeniden okumak çok yerinde ve güzel bir karar oldu.💖
!Serinin son kitabı Sırtımızdaki Hedef'in yorumunu okumak isterseniz: tık tık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder