28 Ocak 2019 Pazartesi

S*ktir Et Aşkı || Tarryn Fisher

Kitabı incelemek ve satın almak için: D&R || Kitapyurdu


***
Aşkların en güzeli yaşanmaması gereken aşktır. 

"Hayatın basit olmadığını biliyordum çünkü ben de basit değildim. Hatta basitten daha fazlası olduğumu ve normal pek bir yanımın olmadığını öğreniyordum. Bir adama âşık olmak zaten başlı başına bir şeydi ama bir rüya yüzünden en yakın arkadaşınızın sevgilisine âşık olmak..." 

Helena Conway âşık olmuştu. İsteksizce, farkına varmadan. Ancak haklı sebepleri vardı. Kit Isley onda olmayan her şeye sahip. Ve Helena'nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasaydı, her şey çok güzel olabilirdi belki.Helena kalbini susturmalı, doğru olanı yapmalı ve başkalarını da düşünmelidir.Ta ki bunu yapmayana dek.

***


  Bu kitabı uzun zamandır saklıyordum çünkü son Tarryn Fisher kitabımdı😭😭 ama daha fazla karşı koyamadım ve başladığım gibi de bitirdim. Şimdi ne yapacağımı da bilmiyorum.😭 Ama çok özlemişim Tarryn’in kalemini, Tarryn yüzünden allak bullak olmayı... 💔“Her zaman doğru olanı istemiyorduk. Sahip olamayacağımız şeyi istiyorduk.” Kitaptan bir cümle, kitabı ancak bu kadar çok açıklayabilirdi. Tam olarak böyle bir şey Helena’nın istediği... Her şey Helena’nın, en yakın arkadaşının sevgilisi Kit’in dahil olduğu bir rüya görmesiyle başlıyor. Bu rüya öyle gerçek ki etkisinden kurtulamıyor. Ne kadar inkar etmeye çalışsa da bu rüyaya karşı koyamıyor. 
Evet, düşündüğünüzde aşırı bıçak sırtı bir konu. En yakın arkadaşının sevgilisine ilgi duymaya başlayan bir karakterin arkasında durmamalısınız gibi geliyor değil mi? Ama Tarryn Fisher öyle bir yazar ki... yapmam dediklerinizi yapıyorsunuz onun yazdıklarını okurken. Sisteminize sızıyor ve tüm kontrolünüzü ele geçiriyor. Size de onu takip etmekten başka bir şey kalmıyor. 
Helena’nın rüyasını öyle bir yazmış ki, okuyucu da en az Helena kadar bu rüyanın gerçekliğinden kurtulamıyor bana göre. Olması gereken buymuş gibi hissediyorsunuz ve Della’nın bazı yönleriyle sizi öyle rahatsız ediyor ki doğru olanın Kit ve Helena olduğuna inanmaya başlıyorsunuz. Hatta itiraf etmeliyim; aşırı uzun bir süre bu rüyanın gerçek olduğunu, tekrar rüyanın devamına döneceğimiz zamanı bekleyip durdum. Ama söz konusu Tarryn Fisher, tabii ki zihnimizle oyunlar oynayacaktı! 


💔”Hayatta zıtlık önemliydi. Işığın ne olduğunu biliyorduk çünkü karanlık diye bildiğimiz şeyle kıyaslayabiliyorduk. Tatlı, öncesinde acı bir şey yendiği zaman daha tatlı oluyordu. Hüzün için de aynısı geçerliydi. Ve mutluluğu gerçekten hissedebilmek için hüznü hissetmek önemliydi. O ortaya çıkana kadar düz bir çizgiydim. Ve belki de şimdi canım yanıyordu. Ama aşkın yapması gereken de bu değil miydi zaten? Size bir şeyler hissettirmesi, cesaret vermesi ve kendinize daha yakından bakmanızı sağlaması gerekmiyor muydu?”

💔”Sevdiğin bir şeyden uzaklaşmaya çalışmak kendini boğmaya çalışmak gibi bir şey. Bunu istersin ama hava almak istememek doğal olmayan bir şey. Vücudun onu ister, aklın ona ihtiyacın olduğunu söyler. Eninde sonunda yüzeye çıkar ve en temel ihtiyacına olan gereksinimini inkar edemezsin. Havaya olan, sevgiye olan ve derin tutkulara olan gereksinimini.”

Gelelim karakterlere...

Helena ile başlasak iyi olur gibi geliyor. Ben Helena’yı sevdim, gerçekten. Tüm kusurlarına rağmen. Karşı karşıya kaldığı durum gerçekten zordu fakat bence o bununla iyi bir şekilde mücadele etti. 
Kit’e gelirsek; kitabın başlarında onu da sevdiğimi düşünüyordum ama yarıdan sonra gerçekten git gelleriyle, kararsızlıkları ya da kararlarının arkasında doğru düzgün duramayışıyla gerçekten beni yordu. ‘Yeter artık söyleyin her şeyi de kurtulalım’ diye diye sinir krizlerinin eşiklerinde dolandım durdum. 
Della ise gerçekten başından beri sinir bozucuydu. Ben hiç sevemedim onu. Hele bir şeyler sezdiğinde yaptığı paylaşımlarıyla çileden çıktım. 
Kitabın son kısımlarını, daha doğrusu Muslim Black’in dahil olduğu kısımları hiç sevemedim ne yazık ki. Bence gereksizdi onun dahil olması. Ama bunun dışında her şey çok güzeldi. Yeniden Tarryn okumak çok güzeldi. ❤️


💔”Hayat dört mevsimlik bir atlıkarıncaydı. Çoğunlukla da beklenmedik şeylerle çıkardı karşımıza. Mutluluk. Mutsuzluk. Rahatlık. Arayış. Sıralamayı bozsan da bir yerde yine bir araya geliyorlardı. Değişimin insanın içinde ya da dışında olabileceğini öğrenmiştim. Ülkenin diğer ucuna taşınmak insana bakış açısı kazandırıyordu. Akıl sağlığını korumak duygusal ve zihinsel değişiklikler gerektiriyordu. Ama amaç mevsim değişikliğinde başkaldırmaktı. Nedeni sadece susuzluğunuzu gidermek bile olsa, başkaldırın.”




💔”Hüzün dalgalar halinde geliyor, değil mi? Sanki her on dakikada farklı bir şey hissediyorsun.”

“Sürekli mutlu olamayacağınız için üzülmeyin. Bu hızlı bir şekilde enkaz gibi hissetmenize neden olacaktır. Eğer hayatlarımız kitap olsaydı, mutlu olduğumuz anlar sadece noktalama işaretleri olurdu. Çok uzun olan şeyleri bölerdi. Bazı şeyleri sonuca bağlar, diğerlerini bölerdi. Ama kısaydı. İhtiyaç duyulduğunda ortaya çıkar, yorgun paragrafları molalarla doldururdu. Tatmin olma duygusu sürekli hissetmeye daha uygun bir duyguydu. O zevk sarhoşu olmadan kaderinizi sevmekti. Acılardan çıkarılan cesur ve kararlı kabullenişti. Kendinize karşı nazik olun. Düşüş anlarını kabullenin ki sevinçlerinizi daha etkili yaşayın. Savaşmayı sevin. O kadar çok sevin ki duygusal kaslarınız yumuşadığında onun sizi kurtarmasına izin verin.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder