25 Eylül 2016 Pazar

ÇİLEK MEVSİMİ || BURCU BÜYÜKYILDIZ

Kitabı incelemek ve satın almak için : Goodreads|| Babil || KitapYurdu|| D&R

***
Tehlikelerle Örülü Geçmişini Silmeye Kararlı Bir Adam…
Mükemmel Hayatı Aniden Tepetaklak Olan Genç Bir Kız…
Ve Tutkunun Ateşiyle Yanan, Süprizlerle Dolu Bir Aşk…
Yağız İlhanlı, hayatının kontrolünü elinde tutmayı seven güçlü ve gizemli bir adamdı. Ateş hattından farksız yaşamını ardında bıraktığını düşünse de, yabancı olduğu aşktan alevler bir adım uzağındaydı. Büyüleyici bir güzel tesadüfen hayatına girdiğinde ise, aralarındaki tutkulu çekime direnmek kolay olmamıştı.
Güzelliği, neşesi ve masumiyetiyle etrafındaki her erkeği büyüleyen Mira Aras, mutlu ve kusursuz bir hayat yaşıyordu. Bir bahar günü tanıştığı karizmatik yabancıyla ezberi bozulmuş, pervasızca peşinden gittiği aşk nefes alma sebebi olmuştu.
Kaçınılmaz duygular onları kuşatırken, Yağız aşkı imkansızlığın içinde bulacaktı. Geçmişin gölgeleri mutlu olmalarına izin vermeyecek, ikisi de hoyrat bir ayrılığa esir olacaklardı.
Karanlığa saklanmış sırlar aydınlandığında, bir daha gitmemek üzere geri dönen Yağız, terk ettiği kızı aynı bulabilecek miydi? Mira, özlem dolu kalbini özgür bırakabilecek, bir kez daha aşka teslim olabilecek miydi?
***


   Burcu Büyükyıldız hayatıma Çilek Mevsimi'yle girmişti. Bu yüzden bu kitabın bendeki yeri hep ayrı olacak! <3 
Belki biliyorsunuzdur,yazarımız kitabı basılmadan önce de hikayelerini bizlerle sosyal medyada paylaşıyordu.Benim Çilek Mevsimi’ni ve Burcum’u tanımam da kitabın çok öncesine dayanıyor.

   Hikaye olarak Çilek Mevsimi karşıma çıktığında çok fazla şaşırmıştım.Sizler de takip ediyorsunuzdur belki bu şekilde hikayeleri ve eminim biliyorsunuzdur bu kadar kalitelisine rastlamanın ne kadar zor olduğunu.Tanıtımını okuduğum andan itibaren karşımda çok kıymetli bir şey olduğunun farkındaydım.Sonra, büyük bir hayranlıkla devam ettim tabii okumaya.Her bölüm daha da aşık oldum Burcumm’un kalemine.
 Çilek Mevsimi'nin kitap olmadan önceki halinden yepyeni baskısına kadar her halini okumuş biri olarak söyleyebilirim ki; bu hali en güzeli.Net! Ben ilk halini de çok sevmiş,çok beğenmiştim lakin son halinde Çilek yazarımızın kalemi öyle bir hal almış ki...Tek kelimeyle bayıldım! Ayrıca şunu da söylemeliyim ki; kitabı defalarca okumuş olsam da ilk defa okuyormuş gibi hissettim.Eklenen çok fazla sahne olduğunu, değişen çok şey olduğunu biliyordum ama kitabın bu kadar farklılaşacağını tahmin edememiştim. Bu hali çok daha gizemli,çok daha akıcıydı ve çok daha sağlam bir kurguya sahipti.Kitabı daha önce okuyanlar da bu baskıyı gönül rahatlığıyla alabilirler bence.
  Kitapta hem geçmiş hem de şimdiki zaman birlikte ilerlediği için çifte bir merak sizi alıp götürüyor ve sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlayamıyorsunuz.

Biraz da karakterlerden bahsedelim...

"Onu hiç üzmeyeceğim diyemem.Bu çok büyük ve imkansız bir söz.Ama bunun olmaması için her şeyi yapacağım." Yağız, kardeşine olan korumacı tavrını takdir ettiği adama baktı. " Ancak bir gün...Onun ağlayışının sebebi olursam,bunu isteyerek yapmadığımı ve gözlerinden akan her yaşta azar azar öldüğümü bil."

   Yağız,çok güzel seven bir adam kesinlikle. Mira’yı çok yaralıyor belki ama tüm yaraları öyle de güzel sarıyor ki...Başlarda geçmişi yüzünden uzak durmaya çalışıyor ama aşkının büyüklüğü bunu pek mümkün kılmıyor.

"Her şeye katlanabilirim," dedi ifadesiz bir sesle. "Beni yapmadığım şeylerle itham etmene... Bıçak gibi keskin sözlerini üzerime savurmana...Yormana... Kıskanmana... Hatta güvenmemene... Hepsine... Senden gelebilecek iyi ya da kötü her şeyi kabul edebilirim.Hiç önemi yok.Bağır, çağır,kinini kus, sana yaptığım şeyi hiç unutma, istersen beni her fırsatta suçla." Mira'nın dudaklarını bir şey söylemek istercesine açtığını gördüğünde, parmaklarıyla örttü. "Hepsine varım." Derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. "Ama sadece yaşa!" Burnunu onunkine sürttü." Çünkü seni hayatta tutmak için her şeyi yaptım,yaparım,razıyım.Bunu sakın unutma!"
   
   Mira ise şüphesiz en sevdiğim karakterlerden biri. Her şeyden önce çok güçlü bir kadın. Yağız’ın yokluğunda bebeğini büyütebilen çok güçlü bir anne... Her şeye rağmen hala sevmeye devam edebilen çok aşık bir kadın...

  “Hamile olduğumu öğrendiğim gün... O kadar yalnız hissettim ki kendimi. Sen yanımda ol, elimi tut istedim," dediğinde hıçkırıklarına karışan sözcükler canını yakıyordu. "Karnım büyürken, ellerin tenimde gezinsin istedim.Erim’in ilk kıpırtılarını hissettiğimde, ilk tekmesinde ya da adına karar verdiğimde...Her an yanımda ol istedim. Ama sen gittikten sonra hastanede gözlerimi açtığımda,bir daha asla dönmeyeceğini  öğrenmiştim. O an... Kalbimde bitiremesem de aklımda bitirdim seni. Bir daha sormadım, adını anmadım.Bu gurur muydu,bilmiyorum. Umursamadım,çünkü  yapayalnızdım. Etrafımdaki tüm kalabalığa rağmen bir başınaydım. Yanımda olmasını istediğim tek insan sendin. Ama benimle değildin,bırakıp gitmiştin.Ben her şeye rağmen seni, sen varmışsın gibi sevmeye devam ettim.”
  
   Bir de miniğimiz, Obur Paşamız, Erim’den bahsetmek istiyorum.Yahu,okudukça bir karakteri ısırmak istemek nasıl bir şey? Kol boğumları prensimiz Erim’i eminim okurken siz de ısarmak isteyeceksiniz.Ve bir de Yağız’ın Erim’le karşılaştığı an...Muhteşemdi! Kesinlikle beni en çok etkileyen sahnelerden biriydi.
Ben kitabı bitirmemek için çok uğraştım ama başaramadım tabii... Bittiğindeyse yüzümde kocaman bir gülümseme,içimde ise çok sevdiğim karakterlerimizden ayrılacağım için bir burukluk vardı. Bana bunları hissettiren kitapları ne kadar sevdiğimi uzun uzun anlatmama gerek var mı? Ben şimdi heyecanla Cezayir Menekşesi'ne kavuşacağım günü bekliyorum. Umarım en kısa zamanda o da ellerimizde olur. Henüz Burcu Büyükyıldız kalemiyle tanışmadıysanız bence acele edin, zira çok şey kaçırıyorsunuz.

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder