4 Mayıs 2016 Çarşamba

KIZIL YÜKSELİŞ || PIERCE BROWN

 İncelemek ve satın almak için : Goodreads || Babil || D&R




***
Ben dünyaları ateşe verecek kıvılcımım. Ben zincirleri kıracak çekicim. Ben halkımın ve esaret içinde yaşayan herkesin umuduyum. Çünkü biliyorum ki insan kendini köleleştiren adaletsizlikle özgürleşemez. Gelecekte, renk kodlarına göre sınıflara ayrılmış Toplum’un en alt sınıfını Kızıllar oluşturmaktadır. Diğer bütün Kızıllar gibi Darrow da, Mars’ı yeni nesiller için yaşanılır bir gezegen haline getirdikleri inancıyla günlerini madenlerde çalışarak geçirmektedir. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapmakta, kanı ve teriyle çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağına inanmaktadır. Ancak Kızıllar kandırılmıştır. Darrow, halkının yozlaşmış yönetici sınıfın kölesinden başka bir şey olmadığını keşfettiğinde adalet özlemi ve kaybettiği aşkının anısıyla hırslanır. İnsanlığın yeni nesil Altın hükümdarlarının güç için mücadele ettiği efsanevi Enstitü’ye sızmak için her şeyden vazgeçer. Hayatı ve medeniyetin geleceği pahasına en başarılı ve en vahşi Altınlarla rekabet etmek zorunda kalacak olan Darrow’un düşmanlarını yenmek için artık yapmayacağı şey yoktur… Bu, onlardan birine dönüşmek anlamına gelse bile. 
*** 




Kızıl Yükseliş...Bu yoruma nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. İnanın bana benim için çok ama çok başka bir deneyimdi ve ben bunun her anından inanılmaz bir keyif aldım. 


"Pirelerle dolu bir masa olduğunu hayal et," diye açıkladı."Pireler bilinmeyen yüksekliklere sıçrayıp duruyorlar.Sonra bir adam geliyor ve pirelerin üzerine bir cam kavanoz kapatıyor.Pireler sıçrıyor ama kavanozun dibine çarpınca daha yukarı gidemiyorlar.Bir süre sonra adam kavanozu kaldırıyor ama pireler alıştıklarından daha yükseğe sıçramıyor çünkü tepelerinde hala bir cam tavan olduğunu sanıyorlar." Dumanını üfledi.Gözlerinin de yakmacın kor ucu gibi parladığını görebiliyordum."Biz yükseğe sıçrayan o pireleriz.Şimdi sana ne kadar yükseğe sıçrayabildiğimizi göstereyim."

Kızıl Yükseliş'i okumayı sürekli erteliyordum çünkü hakkında gerçekten çok iyi yorumlar okudum ve sevememekten delice korkuyordum ki bunda distopyalarla aramın henüz çok iyi olmayışı da etkiliydi. Ama içten içe bu uzak duruşumun bu kitapla kırılacağını hissediyordum ki yanılmadığımı kitabın epey başlarındayken anladım. Distopyayı bana sevdirdiği için de ayrıca kıymetli şimdi bu kitap.

"Ölüm söylediğin kadar boş bir şey değil.Asıl boşluk,özgürlük olmadan yaşamaktır, Darrow. Boşluk;korku,kayıp ve ölümün korkusu tarafından zincire vurulmuş halde yaşamaktır.Ben o zincirleri kıralım diyorum."

Acımasız.Sanırım kitabı büyük ölçüde anlatan bir kelime. İnanılmaz derecede acımasız ölümler var bu kitapta hele bazıları var ki...Kalbimi paramparça etti. Şunu itiraf etmeliyim ki bu kitabı okurken ağlamak isteyeceğim aklımın ucundan dahi geçmemişti. 

"Belki bir gün,verebileceğim ikinci bir kalbim olurdu."

Ve Darrow... Ben Darrow'un zekasına, stratejilerine hayran kaldım. Gerçekten öyle kararlar alıyor,öyle çözümler üretiyordu ki hayranlıkla okuyordum adeta. Kitabın böyle beklenmedik oluşu da çok beğenmemde önemli bir etkendi tabii. 

Henüz okumamışsanız daha fazla bekletmeyin derim ben!


2 yorum:

  1. Okusam mı okumasam mı dediklerimden bu kitap. Listem çok dolu yer açamıyorum ki. :D

    YanıtlaSil
  2. listeler hep dolu :D ama bence Kızıl Yükseliş'e yer açmalısın :)

    YanıtlaSil