Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Valeria aşk romanları yazar. Ama özel hayatında aşk koskocaman bir sorundur. Her şeye rağmen yakın arkadaşlarıyla yaşamın tadını çıkarır. Valeria ağlar, Valeria güler, Valeria vakti geldiğinde çekip gider. Çünkü o özel bir kadındır… Tıpkı senin gibi.
***
Çok satan bir aşk romanı yazan Valeria, hayatına yazar olarak devam etmeye karar veriyor ve işinden ayrılarak ikinci romanını yazmak için harekete geçiyor. Fakat işler istediği gibi ilerlemiyor ve gün geçtikçe ilham perilerini kaybettiğine inanıyor ve romandan uzaklaşmaya başlıyor. Tabii bu arada hayatı da pek yolunda gitmiyor. Altı yıllık evliliğinde yaşamaya başladığı sorunlar ve arkadaşı Lola ile dışarı çıktığı bir gece tanıştığı Victor Valeria’yı iyice çıkmaza sürüklemeye başlarken biz bu süreci, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ve aynı zamanda arkadaşlarının hayatlarındaki gelişmeleri okuyoruz.
Kitaptaki tüm karakterler kusurluydu, asla öyle hayal edilemeyecek kadar mükemmel bir karakter yoktu ve bu da epey gerçek kılmıştı kitabı bence. Karakterlerin hiçbiri kusursuz hayatlar yaşamıyor ve sürekli doğru kararlar vermiyordu. Tabii bu kararlarıyla bazen insanı çileden çıkardıklarını da söylemeliyim. Onları sevdiğim gibi kararlarına kızdığım, sinirlendiğim zamanlar da oldu. Ama her birinin hikayesini keyifle ve merakla okudum.“Bir cümle şans eseri yazılabilir. Üretim fiyatına bulduğun ayakkabılar şans eseridir,” dedi ayağındaki muhteşem peep toe ayakkabıları göstererek. “Zarafet ve duru bir anlatımla yazılmış beş yüz yetmiş sayfalık bir hikaye, şans eseri değildir.”
Ama sanırım en çok Valeria’ya kızdım okurken. Victor’a olan duygularını bu kadar reddetmeye çalışması, Adrian’la ilişkisindeki sorunları görmezden gelip devam etmeye çalışması, oradan oraya savrulup durması beni sinirlendirdi açıkçası. Ve Adrian’a da anlam veremedim yani. Bunca yıllık ilişkilerinde bu kadar uzaklaşmayı nasıl başardılar, Adrian nasıl ve neden bu kadar koptu anlayamadım. Ayrıca tam Victor iyi bir karakter gelişimi gösterdi, harika derken kitabın sonundaki tavrı... hayal kırıklığına uğramadım diyemem asla. Kitap o kadar akıcıydı ki, birkaç sefer elime aldım ve sonuna geldim adeta. Oldukça da eğlendim okurken. Yormayan, sıkmayan bir hikaye oldu benim için. Ve öyle bir yerde de bitti ki arayı çok açmadan seriye devam etmek istiyorum. Devamında neler olacak çok merak ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder