16 Temmuz 2019 Salı

Siyah Damar || Tarryn Fisher

Kitabı incelemek için: Goodreads
***
Münzevi yazar Senna Richards otuz üçüncü yaş gününün sabahına uyandığında her şey değişmiştir. Kendisini elektrikli tel örgülerin ardındaki bir kafese tıkılmış ve karların ortasındaki bir eve kilitlenmiş olarak bulan Sennanın, neden kaçırıldığını öğrenmek için kendisine bırakılan ipuçlarını takip etmekten başka şansı yoktur. Özgürlüğünü geri istiyorsa, dönüp geçmişine bakmak zorundadır. Fakat geçmişi aslında hâlâ hayattadır... Ve onu kaçıran kişi de bulunacak gibi değildir. Kurtuluşu pamuk ipliğine bağlı olan Senna, kısa zaman içinde tüm bunların bir oyun olduğunun fark edecektir. Hem de çok tehlikeli bir oyun. Ve sadece gerçek onu serbest bırakabilir.
***



“İnsanlar başka birisinin ağırlığını taşımak için yaratılmamışlardır. Daha kendimizi zor taşıyoruz."
Bunu söylerken bile buna tamamen inanamıyordum. Isaac'in birçok kişinin yapmayacağı şeyleri yaptığını görmüştüm. Ama bu sadece Isaac için geçerliydi."Belki de başka birisinin ağırlığını taşımak kendi ağırlığını biraz olsun hafifletiyordur." 

Beklediğimden çok daha güzel, çok daha vurucu bir kitap olduğu ve canımı tahmin edemeyeceğim kadar yaktığın için teşekkür ederim, Tarryn!
İlik okuduğum ilk Tarryn Fisher kitabıydı ve kalemine hayran kalmamı sağlamıştı. Neden bilmiyorum, Siyah Damar’ın okuyacağım en güzel kitabı olacağını düşünüyordum ve henüz diğerlerini okumamış olsam da fikrimi değiştirmeyeceğimi biliyorum. Canımı yakacak bir kitap arayışı içine girdiğimde ise elim birden bu kitaba gitti ve tahmin edeceğiniz gibi, olanlar oldu. 

“Sesler bir kitap kadar yüksek sesle konuşmaya her zaman korkmuşlardı ve hep korkacaklardı. Yazarlar bu yüzden yazarlardı: bazı şeyleri mürekkeple daha yüksek sesle söyleyebilmek için. Düşüncelere, bir ses verebilmek için; sessiz kalabilmek için ve duyguların hissedilebilmesi için.” 

Kitabı okuduğum zaman boyunca başka hiçbir şeye odaklamadım. Zihnimi öyle bir ele geçirdi ki ne zaman kontrolü bana bırakacak merak ediyorum. 

“Hayat hatalarınızı saklamak için çok kısa. Ben de bu yüzden kendimi sakladım." 
Senna... Kitabın başından sonuna kadar canı nasıl yandıysa benimki de onunla birlikte yandı. Ama aynı zamanda ona öyle kızgınım ki... Isaac her şeyiyle ortadayken onu böylesine göremediği için çok kızgınım.

“Tüm hayatın boyunca sessiz biri oldun. Tanıştığımızda sessizdin, acı çektiğinde sessizdin. Hayat darbelerine devam ederken sessizdin. Ben de öyleydim, biraz. Ama senin gibi değil. Sen durağansın. Ve ben seni hareket ettirmeye çalıştım. İşe yaramadı. Ama bu senin beni hareket ettirmediğin anlamına gelmiyor. Söylemediğin her şeyi duydum. O kadar yüksek sesliydi ki görmezden gelemedim. Sessizliğin, Senna. Sessizliğin çok yüksek sesli.”

Isaac... Sen başlı başına bir güzelliktin! Senna’nın sessizliğinin dilini öyle güzel biliyor, öyle güzel şeyler yapıyor, öyle güzel seviyordu ki... Beni mahvetti. Bence Isaac'i pamuklara sarıp saklamalıyız.❤️ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder