***
İçinde kaybolacağınız büyülü bir masal…
Korkunç güçlere sahip bir büyücü tarafından, yalnızlık çeken bir adam için kilden yapılmış bir golem…
Ve bin yıllık esaretinden uyanan bir cin… Bu iki olağanüstü varlığın yolu 1899 yılında New York’ta kesişir. Farklı olmaktır onların kaderi…
Hikâyeleri herkes gibidir aslında, kendini farklı ve yalnız hisseden her insan gibi…
Ve tehlike, onlar için sadece bir adım ötededir hep.
Golem ve Cin iki ayrı kültürün efsanelerinden besleniyor ve zengin anlatımı sayesinde okuru ilk sayfadan itibaren içine alıyor. 2013 yılının en iyi kitapları listelerini altüst eden bu roman Türkiye’de de çok sevilecek.
***
“Golemin hayatı bir buharlı geminin ambarında başladı. Sene 1899’du.”
“Golem yavaşça canlandı. İlk önce duyuları uyandı. Parmak uçlarının altındaki ahşabın sertliğini ve tenine vuran soğuk, nemli havayı hissetti.”
Okuduğum en farklı kitaplardan biriydi. İnanılmazdı ya.Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitabın her sayfasını merakla ve beğeniyle okudum. Bir bölüm daha bir bölüm daha derken nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Gerçekten öyle ustaca kurgulanmış ki hayran kalmamak elde değil. Kitabımız korkunç güçleri olan bir büyücü tarafından yapılan bir golem ve hapsolduğu ibrikten bin yıl sonra kurtulan cinin hikayelerini konu ediniyor ve bu iki hikayeyi inanılmaz bir şekilde birleştiriyor.
“Dükkânın zemininde çırılçıplak bir adam yatıyordu. Sanki dünyanın en derin, en karanlık zindanında yıllardır zincirlenmiş de bir anda kendini ışığın ortasında bulmuş gibi bir hali vardı.”
Kitapta aslında birçok hikaye var. Her karakterin hikayesini okuyoruz ve her hikaye öyle güzel akıyor ki anlatamam. Başından beri olaylar hep beklenmedikti benim için. Tahmin edilebilir olmaması haliyle epey mutlu etti beni. Golem ve Cin'in karşılaşma anını sabırsızlıkla bekledim tabii ki . Sonrasında da daha da güzelleşti zaten kitap. Ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; Cin'in ibriğe hapsolmasının açığa kavuştuğu an şok oldum. Asla ama asla kitabın böyle bağlanacağını tahmin edememiştim. İnanılmazdı, inanılmaz! Ve kitabı okurken ben hep masalsı bir hava hissettim. Sanki o küçükken dinlediğimiz masallar gibi bir hava vardı kitabın bütününde. Heyecanla masal dinleyen çocuklar gibiydim, sanıyorum böyle hissettirmesi de çok etkiledi beni. Şuan baskısı yok sanırım, ama bir şekilde denk gelirseniz, mutlaka alın ve okuyun. Asla pişman olmazsınız.
“Belki de tutku ile mantık arasında buluşabilecekleri bir yer olabilirdi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder