22 Nisan 2017 Cumartesi

Cezayir Menekşesi || Burcu Büyükyıldız

Kitabı incelemek ve satın almak için : Goodreads || KitapYurdu || D&R || Okuoku || Babil
***
Yalnızca tutkunun varlığına inanan karşı konulmaz bir adam… Rüzgârına kapıldığı adamı elde etmeye kararlı büyüleyici bir kadın… Kar tanelerinin düştüğü yerde başlayan, yakıcı ve kural tanımayan bir aşk…
Kuzey Doğan, gri gözleri ve sert duruşuyla kadınları fethedip, mesleğinde fırtınalar estiren, hırslı ve korkusuz bir avukattı. Kalbini ısıtmayı hiç kimse başaramasa da, karanlık bir gecede gördüğü ışıltılı bakışlar soğuk duvarlarının ardında bir yangın başlatmıştı.
Güzelliği ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Selin Soydan, âşık olduğu adamı baştan çıkarabilmek için yaptığı planların işe yarayacağını sanıyordu. Derinlerinde ne sakladığını bilmediği bir buz dağına çarptığında, korumaya çalıştığı iradesi de paramparça olmuştu.
Tutkunun ateşi ikisini de kavururken, Kuzey sahip olduğu kararlılığı ellerinde tutabilecek miydi? Tehlikelerle örülü geçmiş aralarına sızdığında, tutsak edilmiş duygular zincirlerinden kurtulup özgür kalabilecek miydi?
 
***


Burcu Büyükyıldız, ne yazarsa yazsın okuyacağım sayılı yazarlardan biri, gerçekten. Bir kitabı defalarca okumak pek benlik değil ama konu Burcu'nun kitapları olunca kendime engel olamıyorum, öyle seviyorum ki bir anda tekrar okuma isteğiyle dolup taşıyorum ve soluğu kitapların başında alıyorum. 🙈

Kitap yorumuna geçmeden önce kitabın tasarımından bahsetmeliyim. Tek kelimeyle düşündüklerimi ifade edecek olsam kesinlikle "bayıldım!" derim. Kitabı ellerime aldığım günden beri gözlerimi alamıyorum. Kapağın, cildin kitabı bu kadar güzel detaylarla yansıtması...çok, çok güzel. ❤️




"Eski bir efsaneye göre..." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken. "Zamanın birinde, bir yerlerde, idam mahkumlarının boynuna bir çiçek asılırmış." Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı. "Hem umudu... Hem de ölümü simgeler gibi... Hem kurtuluş, hem de yenilgi..." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. "Rengi, senin gözlerinin renginde... Ne mor, ne mavi... İsmi, Cezayir Menekşesi..."





Şimdi... Gelelim kitaba. Kitapta ciddi manada sağlam bir kurgu, son derece güzel işlenmiş aşk ve tutku var. Olayların nasıl şekilleneceğini, birbirlerine nasıl bağlanacaklarını merak ederken adeta çatladım.  "Burada bırakamam, bir bölüm daha, bir bölüm daha..." derken kitabın sonuna geldim. Ve kitabı okuduğum tüm süre boyunca yüzümde aptal bir sırıtış, dilimde bitmek bilmeyen şarkılarla dolaştım durdum ortalarda. 🙈 Şarkı konusuna girmek istemiyorum, onu okurken keşfedeceksiniz. Sırıtışlara gelirsek... Kuzey sahneye her çıktığında siz de kendinize engel olamayacaksınız zaten. 😏



"İnsanın kalbine sızan duyguları inkar etmesi kolaydı. Önce sahte bir pervasızlık üzerine giymeye çalıştığın kalkanın olur, ardından boşuna olduğunu bildiğin reddedişler başlardı. Fakat dev bir aşka direnişin yenilgisi hoyrat, kabullenişi bir deprem gibi sarsıcıydı.An gelir, her şey anlamsızlaşır, aldığın tek bir nefes tüm benliğinin sahibine bağlanırdı. Ve onu yitirdiğinde, içine çektiğin her soluk azap dolu bir cehennemi andırırdı."

"Buz pelerin" lakabını hak edecek kadar soğuk, girdiği hiçbir davayı şansa bırakmayacak kadar başarılı, aklına koyduğu hiçbir şeyden vazgeçmeyecek kadar kararlı avukatımız Kuzey Doğan... 
Güçlü ve dimdik duruşuyla hayranlık uyandıran, istediğini almak için her zorluğa göğüs gerebilecek kadar cesur, başarılı, güzeller güzeli iç mimarımız, Selin...
Ve hayat, ya da Selin'in planları demeliyim 😂, karakterlerimizi bir araya getiriyor. Ve her şey, bundan sonra başlıyor. 

"Sen kafamın her yerindesin! Saçların, gözlerin, yüzün, sesin... O gece sana dokunmama izin verişin, bana teslim oluşun... Her yerdesiniz be! Kurtulamıyorum! " diye bağırdı yumruğunu duvara hıncını almak istercesine vururken. "İşin garibi, kurtulmayı denemiyorum da! Anla bunu artık. Başka kadınlar zerre kadar ilgimi çekmiyor. Laftan anlamaz, burnunun dikine gidip benimle savaşan, baş belası bir sarışın var aklımda!"

Sevgili buzdolabımız, Kuzey, bal arısı halleriyle beni yer yer kızdırsa da , pervaneye dönmüş haliyle ayaklarımı yerden kesmeyi başardı. Genlerine işlenmiş bir odunluğu olsa da Selin o odunun içindeki pervaneyi öyle güzel ortaya çıkardı ki... Ahh...❤️ Kuzey ve Selin'in diyalogları ise harikaydı.

"Ayrıca... Her kadın aşk ister. "
"Ben aşk istemeyenleri hayatıma sokmayı tercih ederim. "
Selin duruşunu dikleştirdi. Kuzey'in bu soğuk tavrına, aşk karşıtı sözlerine hazırlıklı olması gerektiğini hatırlasa da,başarılı olamıyordu. Oysa daha birkaç dakika önce, ne kadar da harika planlar kuruyordu. "O zaman sizi, ateşe çekilen pervane değil, her çiçekten bal almak isteyen bir arı olarak nitelendirilmek doğru olur. "
Kuzeyin kahkahası odanın içinde yankılandığında, Selin tırnaklarını onun aşık olduğu suratına geçirmekle, hissetmek için delirdiği erkeksi dudaklarına kapanmak arasında tereddütte kaldı. Planları doğrultusunda ilerlemekte kararlı olsa da, tutkulu yanı durmadan kendisini hatırlatıyordu. Ancak Selin sorgusuzca kendisini teslim ettiğinde, Kuzey için basit bir eğlence olarak kalacağını aklından çıkaramıyordu.
Kuzey onun kızgın yüzüne bakarken, dudaklarında çapkın bir gülümseme vardı.Buz grisi bakışları Selin'in kusursuz bedeninde gezindi. "Bal arısı olmak hoşuma gitse de, senin ateş olduğundan eminim, " diye fısıldadı boğuk ve baştan çıkarıcı sesiyle. "Her defasında tutuşmamızın başka açıklaması olamaz. " dediğinde aralarındaki mesafeyi kapatmış, Selin'e kaçacak yer bırakmamıştı. 
Kitapta Kuzey ve Selin'in hikayesinin gelişimini okurken aynı zamanda geçmişten gelen karakterlerimiz ve çözmemiz gereken sırları var. Anlayacağınız, iki katına çıkmış merak kaçınılmaz. Ben her dakikasından büyük bir zevk alarak okudum kitabı. Şimdiyse, bir an önce yeni kitaba kavuşmaktan başka bir şey isteyemiyorum. Umarım en kısa sürede ellerimizde olur. Burcu Büyükyıldız kalemiyle hala tanışmadıysanız acele edin artık bence.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder